İmam Cafer es-Sâdık’a atfedilen bu türden rivayetlerin neredeyse tamamını aynı noktada buluşturan ortak özellik ve hedef, Şiî terminolojisinin bilinçli bir biçimde dönüştürülmesi, bu suretle Şiî doktrinlerin altının oyulması ve bu terimlerin Sünnî muadillerinin ön plana çıkarılmasıdır... Öte yandan, tevellânın zaruri bir bütünleyici unsuru olarak teberrânın İmam Cafer es-Sâdık tarafından benimsendiği şüphe götürmez bir gerçektir.
13.05.2025
7.04.2025
24.03.2025
11.03.2025
3.02.2025
2.12.2024
Ne yazık ki burada bazıları akıl ile kalbi birbirine karşı konumlandırıyor. Bunlar arasında bir tekabül varmış gibi konuşmamak gerekir. Akıl hiçbir zaman kalbin karşısında yer almaz. Kalp –ki aşkın merkezi de kalptir– akla renk katar ve onu süsler. Akıl da kalbe nizam verir. Akıl ve kalp aslında tek bir şey olup, birbirleriyle işbirliği içindedirler.
Âyette geçen bu “Apaçık Kitap” nerede? Kitâb-ı Mübîn, İnsân-ı Kâmil’in nefsidir. Hz. Hatmî Mertebet’in (s.a.a.) nefsi… Kâmil bir nefs aynı zamanda kâmil akıldır. Allah saydığı her şeyi burada kaydetmiştir. İnsanın azametine bir bakın! Hakk’ın ilminin mazharı kimdir?
"Önce rahmet gelir; gazap arızîdir. Önce tevhid gelir; şirk arızîdir. Aslolan şirk midir, tevhid midir? Tevhiddir. Bizler Hakk’ın rahmetinden mi geldik, gazabından mı? Rahmetten geldiğimize göre, yine rahmetine mi döneceğiz, yoksa gazabına mı? Geldiğimiz yere, yani rahmete döneceğiz."
Bilimler söz konusu olduğunda hep akıl ve düşünceyle ilerlenir. Dinde ise durum farklıdır: Burada akıl, düşünce ve şuurun yanı sıra irade ve kalp de devreye girmelidir. İrade ve akıl normalde iki ayrı şey değil midirler? Evet, öyledirler. Ancak din gibi bir alanda bunlar tek bir yönde Allah’a doğru yönelirler. İbadetlerde de durum bu şekildedir: Namaz sırasında yalnızca fikriniz değil, iradeniz de O’na yönelmiş olmalıdır. Burada irade ve akıl tek bir şey olmaktadır.
Övgüye layık tüm şeyler vücûdî umûrdandır. Vücûd da hakikatte Hakk Tebârek ve Teâlâ’dır. Çünkü kötülükler O’na ulaşamaz. Şeylerin noksanlıkları ve kusurları ademîdir [yokluksaldır]. Nitekim Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Sana isabet eden her iyilik Allah’tan, her kötülük ise nefsindendir.”
Keza İmam Ali de (a.s.), ‘Ben hiçbir şey görmedim ki kendisinden önce, kendisinden sonra ve kendisiyle birlikte Allah’ı görmemiş olayım!’ buyurmuştur.