Bu inceleme Şiî olan Mu‘tezilîlerin İmâmiyye’ye yalnızca imamet bahsinde değil, Verrâk ve İbn Ravendî gibi bazılarının tevhid ve adalet konularında da bağlı olduklarını ve Mu‘tezile’ye muhalefet ettiklerini göstermektedir. Elbette İbn Kıbe gibi bir kelâmcı da Mu‘tezile’ye sadece imamet konusunda karşıydı. Bu nedenle bu mütekellimlerin hepsinin tek bir somut eğilime bağlı olmayıp farklı yaklaşımlar sergilediklerini söylemeliyiz.
16.10.2025
9.10.2025
27.08.2025
25.07.2025
25.05.2025
13.05.2025
Ebu Zuhri şunları söyledi: "Dünyanın herhangi bir yerinde silah taşıyabilen herkes harekete geçmelidir. Patlayıcı, kurşun, bıçak veya taşı esirgemeyin. Herkes sessizliğini bozsun. Gazze'deki katliam ve açlık karşısında Amerikan ve Siyonist işgalin çıkarları güvende kalırsa hepimiz günahkâr oluruz."
Pek çok araştırmacı Şîa’nın ana eğilimlerinin ve kelâmî çizgisinin Mu‘tezile etkisinde şekillendiğine inanmaktadır. Bu metnin yazarı bu görüşün yanlışlığını, dahası Mu‘tezile’nin, hatta Basra Mu‘tezilesi’nin, Şîa’nın düşüncesinden çokça etkilendiğini kanıtlamanın peşindedir. Mu‘tezile’nin önde gelen şahsiyetlerinden olan Nazzâm’ın önemli Şiî düşüncelerine yönelimi bu iddiayı doğrulamaktadır.
"Hasan b. Mahbûb önemli kitaplar da yazmıştır. O, ricâl ilmi alanında yazılmış ilk kitaplardan biri olan el-Meşîha adlı kitabında, Büyük Gaybet’ten (Gaybet-i Kübrâ) yaklaşık yüz yıl önce, İmam Mehdî’nin (a.f.) doğumuna ve gaybetine dair hadisleri yazıya geçirmiştir."
Tevrat’ın Çıkış Kitabı’nda, peygamberliğe seçilip İsrailoğullarını doğru yola iletmekle görevlendirildiğinde Hz. Musa (a.s.) ile Tanrı arasında şöyle bir konuşmanın geçtiği yazar: “İsraillilere gidip, ‘Beni size atalarınızın Tanrısı gönderdi’ dersem bana, ‘O’nun adı nedir?’ diye sorabilirler. O zaman onlara ne diyeyim?’ dedi. Tanrı Musa’ya, ‘Ben, Var Olan’ım.’ İsrail halkına, ‘Beni size Var Olan gönderdi’ diyeceksin,’ dedi.
"Hamas güçleri, Cebaliye'nin altındaki yüzlerce tünelde yaşıyor ve Netzarim koridorunun altından serbestçe geçiyorlar. Sürekli olarak yiyecek ve askeri teçhizat alıyorlar, bu yüzden İsrail ordusu onlarla aylarca ve yıllarca savaşsa bile yine de Hamas'ı yenemez."
İmam Ali’nin konuşmaları Şerîf Razî’nin doğumundan önce bile ulema tarafından iyi bilinmekteydi. Mesela hicrî 340'ta vefat eden tarihçi Mes'udî -bu tarih Şerîf Razî'nin vefatından 66 sene öncesine denk düşmektedir- Murûcu'z-Zeheb adlı kitabının ikinci cildinin 431. sayfasında şu sözleri yazmıştır: "Ali b. Ebu Talib'in 480‘den fazla konuşması sayısız insan tarafından hıfzedilmiştir."