ÖZEL: Muhammed Âbid el-Câbirî’nin Şiilik Hakkındaki Görüşünün Analizi ve Kritiği

ÖZEL: Muhammed Âbid el-Câbirî’nin Şiilik Hakkındaki Görüşünün Analizi ve Kritiği

İran’daki birçok din âlimi Sünnî idi ve bunlar arasında Buhârî, Müslim, Tirmizî, Nesâî ve hatta Hanefî mezhebinin kurucusu Ebû Hanîfe gibi isimler de bulunmaktaydı. Bu listeye Gazzâli, Cüveynî, Fahr-i Râzî, Zemahşerî ve Mevlânâ’yı da eklediğimizde şu gerçeğe ulaşmamız gerekecektir: Eğer İranlılar mezhep adı altında Araplardan intikam almayı amaçlasaydı, bunun Şiîlik vasıtasıyla değil; bilakis kural gereği diğer mezhepler (Sünnî) yoluyla gerçekleştirilmesi gerekirdi. Tüm bunlara ilaveten, Şiîliğin İran’daki müessisleri ve mübelliğleri çoğunlukla Araplardı.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (32-2): Ahmed el-Kâtib'in mektubuna cevap

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (32-2): Ahmed el-Kâtib'in mektubuna cevap

Ahmet el-Kâtib’in veya diğer Ehl-i Sünnet ulemasının inkârları onlara zarar vermez. Nitekim İsrâiloğullarının büyük çoğunluğunun Hz. İsa’nın mucizevi doğumunu inkâr etmeleri de O’na (a.s.) zarar vermemiştir. Şöyle ki küçük bir fırkaları hariç -bu fırka da Hz. Zekeriyya ve Hz. Yahya (a.s.) bağlılarından oluşmaktaydı- Yahudiler, Hz. İsa Mesih’in mucizevi doğumunu inkâr etmiştiler ve günümüze kadar da Mesih beklentilerini sürdürmüşlerdir.

İbrahimi Dinani: İbn Sina Dersleri (15): İbn Sînâ Ontolojisi

İbrahimi Dinani: İbn Sina Dersleri (15): İbn Sînâ Ontolojisi

Hz. Mûsâ aklî ölçülerle soru sorduğunda, aykırı bir tavır mı sergilemiş oldu? Daima gizli olan o velîye üç kez aklî ölçülerle soru sorunca, nübüvvet makamından düşmüş mü oldu? Hayır. O halde buradan, akılcı bir şekilde soru sormanın, düşünmenin ve hareket etmenin hiçbir sakıncası olmadığı sonucuna ulaşıyoruz. Bu örnek, Kur’ân-ı Kerîm’den idi. Kur’ân bunda bir beis görmüyor ve Hz. Mûsâ’yı ‘niçin soru sordun’ diye eleştirmiyor. Dolayısıyla aklı yermememiz gerekir.

ÖZEL: Câbirî’ye Reddiye: Şiî İrfanı Hermesçilikten mi Doğmuştur?

ÖZEL: Câbirî’ye Reddiye: Şiî İrfanı Hermesçilikten mi Doğmuştur?

Çağdaş Faslı Arap düşünür Muhammed Âbid el-Câbirî, kendi düşünsel projesinde Şiî tefekkürünü Hermetik görüşlerin ve Gnostik – rasyonel olmayan – düşüncelerin bir ürünü olarak görür. O bu ilişkiyi, yapısalcılık ve söylem analizi gibi yöntemlerden faydalanmak ve tarihsel kanıtlar sunmak suretiyle keşfetmeye çalışmaktadır. Elinizdeki çalışma bu ilişkinin varlığını ve bu [varsayımsal] ilişkiden hâsıl olan sonuçları kritik etmeyi amaçlamaktadır.

Emekli Fransız subayı yazdı: Ukrayna gibi mafyatik ve yozlaşmış bir devlet için ölmeye hazır mıyız?

Emekli Fransız subayı yazdı: Ukrayna gibi mafyatik ve yozlaşmış bir devlet için ölmeye hazır mıyız?

Rusların çıkmaza girdiklerine inanmak yanıltıcıdır, çünkü Moskova, Donbass'ın Rusça konuşan nüfusu arasındaki yan kayıpları sınırlamak istiyor. Amerikalılar “halı bombardımanları” yapıp sonra da hayatta kalanları sayarken, Ruslar yavaş yavaş ilerleyerek sivil kayıpları sınırlandırıyorlar. Ama her gün de ilerliyorlar.

İbrahimi Dinani: İbn Sina Dersleri (11): İbn Sina ve Alevî Hikmet

İbrahimi Dinani: İbn Sina Dersleri (11): İbn Sina ve Alevî Hikmet

Bu, İbn Sînâ’nın sözüdür. Yani İmam Ali’nin diğer sahâbîlere, hatta diğer insanlara nispeti, makulün mahsusa nispeti gibidir. Makulün mahsusa ne nisbeti vardır? Mahsus göz önünde olan, zâhir olan şeydir. Gözle görülen, kulakla işitilen veya diğer duyu organlarıyla algılanandır. Fakat makul, mahsusa göre çok üstündür. Makul, akılla anlaşılabilecek bir şeydir.