"Ürkek ve utangaç birisi değil Merendi; cephede birden fazla kez vurulmuşluğun sertliğine sahip. İran-Irak Savaşı gazisi olan Merendi, ikisi ABD tarafından eski müttefiki Saddam Hüseyin'e sağlanmış olması muhtemel kimyasal silahlarla olmak üzere dört kez yaralanmış."
19.07.2024
19.02.2024
28.01.2024
21.01.2024
6.11.2023
21.10.2023
2012'nin sonunda Arap ülkelerinden büyük bir heyet bizi ziyarete gelerek Tel Aviv'i vurduğumuz için bizi tebrik ettiler. Onlara ‘Tel Aviv'i bize verdiğiniz kuponlarınızla vurmadık. Bize okul çantaları, kalem, silgi, defter ve kutularca geometri aletleri gönderiyorsunuz. Bize pilav ve etli yemek sepetleri de gönderiyorsunuz tamam ama bizim meselemiz bu değil!’ dedik.”
Bu ret, ilk bakışta, İsrailli “müttefikinin” Emirlik'teki mevkidaşına veya kendisini, bu sistemleri ve sırlarını koruma yeteneğine güvenmediği anlamına geliyor. Tel Aviv'in Abu Dabi'den sırlarını vermesini beklediği söylenemez; bu daha ziyade İsrail’in, kendi askeri sistemlerine el koyabilecek ve teknolojik sırlarını deşifre edebilecek bir üçüncü şahıs tarafından Emirlikler'in işgali olasılığını dışlamadığı anlamına geliyor.
"Bir kâğıt parçasından okuduğunu zar zor anlayan bunak krallarının - o eşeğin - konuşmalarına bakın! Okurken kekeliyor... O eşek okumayı bile beceremiyor... Tüm mücahitlerin efendisi Hizbullah'ı terörist olarak nitelendirene bakın hele! Gerçek terörist odur! O bir Nazi’dir!”
Aynı gazeteye göre, tek bir Patriot füzesi, fırlatma sistemlerinin masrafı hariç, bir milyon dolardan fazlaya mal oluyor. "İlkel" bir ev yapımı Yemen füzesinin üretim maliyetiyse 10.000 dolardan az ve aynısı insansız hava araçları için de geçerli. Bu, Yemen Savaşı'nın en büyük ironilerinden biridir.
Raporlar, Suudi Arabistan'ın Yemen'deki savaşına 300 milyar doların üzerinde para harcadığını gösteriyor. Altı yıl sonra, sadece Marib'in bu yolu kapatmasıyla, sağlam bir yenilginin eşiğinde. Marib, yakında bu savaşı sona erdiren şartları ve belki de bildiğimiz şekliyle Suudi güç projeksiyonunun sonunu dikte edecek şehir olacak.
Süleymani suikastından bir buçuk yıldan fazla bir süre sonra, Direniş Ekseni içindeki kaynaklar The Cradle'a Nasrallah'ın Süleymani'den kalan pek çok bölgesel dosyanın fiili varisi olduğunu söylüyor. Bunların hiçbiri, Süleymani'nin Kudüs Gücü’ndeki halefi ve Nasrallah’ın rolünü tamamlayan İsmail Kaani'nin yetkinliği hakkında herhangi bir olumsuz ima içermiyor.