"Kaidesi" için 90 adet haber bulundu

ÖZEL: Şiî kelamı ve Mu‘tezilî söylem: İmamiyye kelamının Mu‘tezile’den etkilenmesi meselesi hakkında değerlendirmeler

ÖZEL: Şiî kelamı ve Mu‘tezilî söylem: İmamiyye kelamının Mu‘tezile’den etkilenmesi meselesi hakkında değerlendirmeler

Hakîm Feyyâz Lâhicî’ye (ö. 661) göre, İmamiyye’nin inanç esaslarının büyük ölçüde Mu‘tezile ile benzerlik göstermesinin sebebi ne Mu‘tezile’den etkilenmesidir ne de onların kelam usullerini iktibas etmesidir; aksine bu benzerlik, bir yandan Mu‘tezile’nin felsefeden faydalanmasından, diğer yandan İmamiyye’nin -İmamlarından (a.s.) aldıkları- kelam usullerinin felsefî ilkelerle uyumlu olmasından kaynaklanmaktadır:

Ayetullah Kemal Haydari: Menzile Hadisi (10) (SON)

Ayetullah Kemal Haydari: Menzile Hadisi (10) (SON)

Allâme Albanî Fetâvâ adlı eserinde şöyle der: Çoğunluğun tercih unsuru olduğuna dair sabit bir veri yoktur. Çoğunluğun yanılgı içerisinde olabileceği ve azınlığın haklı olabileceği bir mesele mümkündür. Nitekim İbn Mesud “Tek kişi olsa dahi hak cemaatle birliktedir” demektedir.

Ayetullah Kemal Haydari: Menzile Hadisi (3)

Ayetullah Kemal Haydari: Menzile Hadisi (3)

Resûlullah’ın (s.a.a.) Tebük Gazvesinde buyurduğu ancak müelliflerinin Emevici bir çizgide oluşları yüzünden nakletmediği önemli bir cümle var. Bu cümleyi Taberânî el-Mucemü’l-Kebir adlı eserinde nakletmektedir. Rivayet Bera b. Azib’den ve Zeyd b. Erkam’dandır. Resûlullah’ın Tebük Gazvesine çıkarken Ali’ye (s.a.a.) “Ya senin ya da benim geride kalmam gerekiyor” buyurduğunu rivayet etmektedirler.

İbrahimi Dinani: Vahdet ve kesret sırrı

İbrahimi Dinani: Vahdet ve kesret sırrı

Nokta vahdetin sembolüdür. Sonuçta bir noktaya ulaşıyorsun ki orada hiçbir boyut yoktur. Yani hiçbir kesret yoktur. Nokta hiçbir şekilde bölünemez. Bölünememesi demek kesretin olmaması demektir. İşte o nokta sizin kendi varlığınızın nihai sırrıdır.

İbrahimi Dinani: İbn Arabi ve Vahdet-i Vücud

İbrahimi Dinani: İbn Arabi ve Vahdet-i Vücud

Eğer biz bu anlamı bilmezsek bu sözü küfre sebep olan, hatta açıkça küfür olan bir söz olarak görürüz. Fakat onun bundan kastettiğini dikkate alırsak bunun küfür olmadığı gibi tevhidin ta kendisi olduğunu anlarız. Yani ezeli, ebedi, mutlak, hiçbir kaydı ve şartı olmayan, yokluğu ve faniliği olmayan varlık (vücud) sadece Hak Tebarek ve Teâlâ’dır. Diğer her varlık (mevcud) da Hak Tebarek ve Teâlâ’nın varlığı (vücud) sayesinde anlam kazanıyor.

Ayetullah Kemal Haydari: İbn Teymiyye’nin Gadir Hadisine bakışı (2)

Ayetullah Kemal Haydari: İbn Teymiyye’nin Gadir Hadisine bakışı (2)

Resulullah “Ben kimin velisi isem Ali de onun velisidir” buyurdular. Hadisin isnadı sahihtir. Hadisi İmam Ahmed, İbn Ebi Şeybe, İbn Hibban, el-Bezzâr, el-Hâkim, İbn Ebi Asım rivayet etmişlerdir. Hâkim hadisin Buharî ve Müslim’in şartlarına göre sahih olduğunu söylemiştir. Aslında Nesaî, ricâl noktasında Müslim’den daha dakiktir. Fakat Şiilik izlerini taşıdığından...

İbrahimi Dinani'den Sühreverdi dersleri (5)

İbrahimi Dinani'den Sühreverdi dersleri (5)

Asli başlangıç, yani Hak Teâlâ... Her şey Hak Teâlâ ile başlar. Peki nerede biter? Mutlaka Hak’ta bitmelidir. Her şey Hak Teâlâ ile başlar ve her şeyin sonu da Hak Teâlâ’ya varır. Bakın Kur’an ayeti ne diyor? “Kema bedeekum teûdûn” (Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz.) (Araf:29)