Üstelik Ukrayna Savaşı’nın gösterdiği gibi 21. yüzyıl savaşları, İkinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki diğer 20. yüzyıl savaşlarındaki gibi uçak ve tank savaşları değildir. Bunlardan ziyade insansız hava araçlarının, hassas füzelerin ve kara piyadelerinin belirleyici olduğu savaşlara tanık olmaktayız. Bu, Ensarullah'ın 2019'da Aramco tesislerine yaptığı saldırıda da gözlendiği gibi, Direniş Ekseni'nin üstün olduğu ve sürdürmede uzmanlaştığı savaş türüdür.
Bu nedenle, Üçüncü Dünya Savaşı'nın ikinci bölümüyle karşı karşıyayız. Suriye bunun ilk bölümü idiyse, Ukrayna da ikinci bölümdür. İlk bölüm sona erdi - eğer uluslararası bağlamda konuşuyorsak – ve Rusya için açık bir zaferle bitti. Şimdi ikinci bölümdeyiz.
"Minsk anlaşmaları sırasında Rusya, Kiev ile ilişkilerindeki krize barışçıl bir çözüm karşılığında Donbass Cumhuriyetlerini tanımayacağını söylemede hevesliydi. Sekiz yıl boyunca Kiev kaypak davrandı ve Washington ile NATO'yu da arkasına alarak meseleyi askeri olarak çözme fırsatını yakalamayı bekledi. Washington da Afganistan'dan çekilmesinin cevabını bu şekilde vereceğini düşünüyor."
Dolayısıyla biz aklı tarif edebilmek için aklın kendisinden daha açık ve aydınlık olan başka bir şeye sahip değiliz. O yüzden aklı, aklın kendisiyle tarif etmekten başka çaremiz yoktur. Aristo, iki bin beş yüz yıl önce “felsefeyle savaşacak olanların felsefe silahıyla savaşması gerekir” demiştir. Felsefe, felsefeden başka bir şeyle reddedilemez. Siz, bilimle, kelâmla, nakille, hadisle felsefeyi reddedemezsiniz.
Üçüncü karine ise; insanlık tarihinde harikulâde ve eşsiz bir hakikat olup, bir soyda birbiri ardınca ve muhaliflerinin dahi, kendilerinin ilim, ahlâk ve ibadetteki azametlerini kabul ettiği on iki yüce şahsiyetin zuhur etmiş olmasıdır. Bugüne dek istinad edilmemiş bu üçüncü karinenin varlığı, ilk iki müjdenin şahsa münhasır gerçek misdakının ortaya çıkmasını sağlamaktadır
Akıl sağlığınızı koruyun! Bu gemiye yapılacak herhangi bir saldırı, İsrail'i sona erdirecek savaşın başlangıcı olacaktır. Bu [saldırı] bir (İsrail) gaz platformuna (veya benzeri bir şeye) misillemeyle sonuçlanacak bir şey değil. Bunun başlangıcı olacağı şey…
Bu ifadeyi ilk kez kullanıyorlar. Siyonist rejimin “varlık yokluk” problemi masaya geri döndü. “Biz (İsrailliler) Kurtuluş Savaşı zamanına geri döndük”, bunlar Ariel Şaron'un sözleri. “1947'de bulunduğumuz yere geri döndük. Sağ kalacak mıyız yoksa aksi mi olacak? İsrail baki mi kalacak yoksa yok mu olacak?”