İran İslam Devrimi'nin 45. yıl dönümü dolayısıyla sitemizdeki konuyla ilgili bazı analizleri sizler için derledik....
"Şiîler diyorlar ki eğer yönetim Hz. Ali ve zürriyetinin elinde olsaydı kuşkusuz insanlar başlarının üstlerinden ve ayaklarının altlarından süt, bal, kudret helvası ve bıldırcın eti yerlerdi."
Onları sadece Suriye ile sınırları açık tutmakla değil, eğer bugün harekete geçmeye karar verirsek bu sınırları tümüyle ortadan kaldırmakla tehdit ediyoruz. Yeryüzünde ne Lübnanlı ne Arap veya yabancı bir güç vardır ki buna karar verirsek bizi sınırları ortadan kaldırmaktan alıkoyabilsin. Amerikalılar bu gerçeği biliyor.
İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei Dünya Kudüs Günü (22 Mayıs Cuma) münasebetiyle bir konuşma yaptı.
İnsan bilince ulaştığında bilincin hakikatiyle aynı olur. Bakın bir mesele var, insanlar bilincin insana ârız olduğuna inanıyorlar, tıpkı renk gibi ve ölünce de bunun sonlanacağını düşünüyorlar. Cismi de toprak oluyor zaten. Bu büyük bir yanlıştır. Acaba bilinç yok olacak bir sıfat mıdır? Bilinç insana ârız olan bir sıfat değildir, bilinç insanın canıyla ittihat halindedir.
Mezkûr rivayet, İslam âlimleri nezdinde sened açısından herhangi bir tartışmaya konu olmamıştır. Senedin sağlamlığı hem Şiî hem de Sünnî ulema tarafından ifade edilmiştir. Bahsettiğimiz hadis, herkesin bildiği ve işittiği “Benimle, Harun’un Musa’yla olan konumunda olmayı istemez misin?” şeklinde bilinen ‘‘Menzile Hadisi’’dir.
Allah aşkına Resûlullah (s.a.a.) hayatta iken ve hem de O’nun huzurunda ihtilâfa düşüyorlarsa, O’nun vefatından sonrasını varın siz düşünün! Bu konu basit bir mesele değildir. Bu mesele ümmetin geleceği ile alakalıdır.