ÖZEL: Etan Kohlberg’in İmâmiyye Şiîliğinin Kaynaklarını Kullanımındaki Yönteminin İncelenmesi ve Eleştirisi

ÖZEL: Etan Kohlberg’in İmâmiyye Şiîliğinin Kaynaklarını Kullanımındaki Yönteminin İncelenmesi ve Eleştirisi

Ancak Kohlberg'in, kendi varsayımlarını; “Şia’nın, zamansal bakımdan Peygamber-i A‘zam’ın (s.a.a.) vefatından sonra oluştuğu,” “Şia’nın siyasal kaynağı/kökeni,” “İmâmiyye tarafından rivayetler uydurulması,” “analizlere hâkim olan, dine dışardan bakış,” ve “kavramların anlaşılmasında/algılanmasındaki hatalar” üzerine inşa etmiş olması, çalışmalarının tesirini ve gücünü [olumsuz yönde] etkilemiştir.

ÖZEL: Câbirî’ye Reddiye: Şiî İrfanı Hermesçilikten mi Doğmuştur?

ÖZEL: Câbirî’ye Reddiye: Şiî İrfanı Hermesçilikten mi Doğmuştur?

Çağdaş Faslı Arap düşünür Muhammed Âbid el-Câbirî, kendi düşünsel projesinde Şiî tefekkürünü Hermetik görüşlerin ve Gnostik – rasyonel olmayan – düşüncelerin bir ürünü olarak görür. O bu ilişkiyi, yapısalcılık ve söylem analizi gibi yöntemlerden faydalanmak ve tarihsel kanıtlar sunmak suretiyle keşfetmeye çalışmaktadır. Elinizdeki çalışma bu ilişkinin varlığını ve bu [varsayımsal] ilişkiden hâsıl olan sonuçları kritik etmeyi amaçlamaktadır.

ÖZEL: Kohlberg’in On İki İmam Şiîliği’nin Oluşumuna Dair Görüşünün Teorik Bir Eleştirisi

ÖZEL: Kohlberg’in On İki İmam Şiîliği’nin Oluşumuna Dair Görüşünün Teorik Bir Eleştirisi

Makale yazarının, İmâmiyye’nin düşünsel sistemindeki “On İki İmam” ve “on ikinci imamın gaybeti” düşüncesinin temel/özgün/asil [bir düşünce] olmadığı konusundaki en önemli delili; On İki İmam Şiîliği’nin ilk kaynaklarında bu bağlamdaki hadîslere rastlayamamasıdır. Oysaki makale yazarının müracaat ettiği metinler ve hicrî III. yüzyılın sonlarına ait diğer birkaç metin de incelendiğinde, yazarın ulaştığından farklı sonuçlara ulaşılmaktadır.

ÖZEL: Abdülkerim Surûş'un Bilim Felsefesinin Eleştirisi ve Dinsel Bilimin Anlamı

ÖZEL: Abdülkerim Surûş'un Bilim Felsefesinin Eleştirisi ve Dinsel Bilimin Anlamı

"Auguste Comte’un dinin kaynağı hakkındaki teorisi, Freud ve William James’in tapınma olgusundaki farklı yorumları, Nikki R. Keddie ve Michel Foucault’un İran İslâm İnkılâbı hakkındaki görüşleri, Anthony Giddens’in yapılandırma kuramı; teorilerin felsefî temellerden ve inançlardan doğrudan etkilendiklerinin açık örnekleridirler."

İsrail ve emperyalizm karşıtı direnişe niçin ‘Şii davaları’ deniyor?

İsrail ve emperyalizm karşıtı direnişe niçin ‘Şii davaları’ deniyor?

Sünni hükümdarlar tarafından papağan gibi tekrarlanan bir eleştiriyi tekrar ederek, İran'ın "Filistin'de Arap Sünni hükümetlerinin egemenliğini baltalamak için iyi bir araç bulduğunu" ve "bu sayede Arap Sünni kitlelerin" desteğini kazandığını iddia ediyor. Bu değerlendirme, Devrim’den önce bile, İran'ın dini ve laik muhaliflerinin Filistin yanlısı olduğu ve halkın Şah'ın İsrail'e desteğine muhalefet ettiği gerçeğini göz ardı ediyor.

ÖZEL: Etan Kohlberg’in “Râfıza” Teriminin Kavramsal ve Tarihsel Analizine İlişkin Görüşünün Kritiği

ÖZEL: Etan Kohlberg’in “Râfıza” Teriminin Kavramsal ve Tarihsel Analizine İlişkin Görüşünün Kritiği

Etan Kohlberg, çağdaş bir oryantalist ve Şiilik araştırmalarında aktif, Siyonist bir uzmandır. O, “Râfıza” terimi hakkında yazmış olduğu iki makalede, mezkûr terimin anlamını ve tarihsel arka planını açıklamayı amaçlamış; ilk Şiî ve Sünnî kaynaklardan yararlanarak, yüklendiği mânâları incelemiştir. Kohlberg, bu terimin başlangıçta olumsuz bir anlama sahip olduğu, ancak Şia İmamları tarafından müspet ve iftihar verici bir anlama dönüştürüldüğü konusunda ısrarcıdır.