Siyonist rejimi vekil olarak kullanan ABD hükümeti, bölgedeki Direniş Ekseni'ni stratejik bir yenilgiye uğratacağı inancıyla Gazze nüfusunun tamamını ezmeye yönelik bir politika izlemektedir. Bu strateji, Washington'un Batı Asya üzerindeki Amerikan hâkimiyetini yeniden tesis etmek ve bölgedeki bağımsızlıkçı güçleri dağıtmak için son girişimi olabilir.
İran ile vekilleri, İsrail için en büyük bölgesel tehdidi teşkil etmeyi sürdürmektedir. İran, yaşadığı çok derin ekonomik krize rağmen İsrail'i bir “ateş çemberiyle” çevirebilmek için önemli bir kaynak yatırımı yapmaktadır. Kissinger'ın İsrail hakkındaki sözlerini yeniden söylemek gerekirse görünüşe göre İran'ın iç politikası yok, sadece dış politikası vardır.
Siyonist rejimin stratejik yapısını barındıran hayati coğrafyanın alanı 2 bin kilometre kareyi geçmiyor. Bu alan Siyonist nüfusun yüzde 70’ini, altyapının ise yüzde 80’ini içerisinde barındırıyor. Bu stratejik bölgelere yapılacak olan akıllı füze saldırıları, askeri değeri olmayan hata paylarıyla hedefe doğrudan isabet edecektir.
Ekonomileri yeniden yapılandırmak ve küresel totaliter bir süper devlet empoze etmek için -muhtemelen ortalama tehlikedeki- bir virüsten yararlanma planı, açılacak olan Yeni Karanlık Çağ'da itaat ve mahrumiyete öncülük edecek. Egemen elitler, bizi kölelerden hallice ve bedavadan yiyici takım olarak telakki ediyor.
1990'larda Fransız ve Cezayir gizli servisleri tarafından Cezayir'de Silahlı İslami Grup'un (Groupe Islamique Armé / GIA) yaratılışına şahitlik ettik. GIA, IŞİD Suriye'de ne yaptıysa Cezayir'de kesinlikle onu yaptı. Geniş çaplı katliamlar, tecavüzler ve benzeri şeyler İslam adına işlendi. IŞİD'in Ebu Bekir el-Bağdadisi gibi Şerif Gousmi, namı diğer Ebu Abdullah Ahmed adında sahte bir halifeleri vardı.
Resmi olmayan kaynaklara göre 4-19 Ekim tarihli bu yılki Erbain törenlerine yaklaşık 21 milyon insan iştirak etti. Bu sayının 17 milyonunu, ülkelerinin nüfusunun %40’ına tekabül edecek şekilde Iraklılar oluşturdu. Bu sayı, Irak’taki toplam Şii nüfusun %75’ine karşılık geliyor. Erbain gününde (geçtiğimiz Cumartesi) ise Kerbela’da 15 milyondan fazla insan bir araya geldi.
Amerikalı tarihçi ve muhalif akademisyen Howard Zinn’e göre, Hiroşima’da 140.000 Japon sivil “toza ve küle dönüştü”. Nagazaki’de 70.000’in üzerinde sivil yandı ve her iki şehrin 130.000 sakini de takip eden beş yıl içinde radyasyona bağlı hastalıklardan dolayı hayatını kaybetti.