Netanyahu’nun 12 Ağustos 2025’te i24’e verdiği röportajda, “Büyük İsrail vizyonuyla bağlantılı tarihî ve ruhani bir misyonla” sorumlu olduğunu söylemesi, İsrail’in sınırlarını Tevrat temelli bir çerçevede genişletme çabasına dolaylı bir itiraf niteliği taşıdı. Benzer biçimde, Donald Trump’ın 2024 seçim kampanyasında “İsrail çok küçük ve genişletilmeli” açıklaması...
27.08.2025
25.07.2025
22.07.2025
19.07.2025
2.07.2025
25.06.2025
Gadir-i Hum Hadisi ve hadisesi hakkında sitemizde yayımlanmış 18 söyleşi, makale ve analiz…
"İran’ın dünyanın önde gelen insansız hava aracı güçlerinden biri olduğu yaygın olarak kabul ediliyor ve çeşitli raporlar bu ülkeyi ABD ve Çin ile birlikte ilk beş, hatta ilk üç arasına koyuyor. Hatta bazı analistler, onlarca yıllık yasadışı yaptırımlara ve ekonomik kuşatmaya rağmen kaydettiği kayda değer ilerlemeye atıfta bulunarak, İslam Cumhuriyeti'ni sıralamada ABD ve Çin'in önüne yerleştiriyor."
Hakîm Feyyâz Lâhicî’ye (ö. 661) göre, İmamiyye’nin inanç esaslarının büyük ölçüde Mu‘tezile ile benzerlik göstermesinin sebebi ne Mu‘tezile’den etkilenmesidir ne de onların kelam usullerini iktibas etmesidir; aksine bu benzerlik, bir yandan Mu‘tezile’nin felsefeden faydalanmasından, diğer yandan İmamiyye’nin -İmamlarından (a.s.) aldıkları- kelam usullerinin felsefî ilkelerle uyumlu olmasından kaynaklanmaktadır:
[Mısırlı gazateci ve yazar] Muhammed Hasaneyn Heykel, İmam Humeynî’ye "Bu devrimin zaferini kime borçlusunuz?" diye sorduğunda İmam’ın cevabı “Sadrâî felsefeye” olur.
Buhârî’nin Sahîh’inin Ehl-i Sünnet’in en temel hadis kitabı sayıldığı göz önüne alındığında onun bu davranışı sadece şu anlama gelir: üçüncü asrın hadis ehli nezdinde –ki çoğu müfrit Hanbelilerden müteşekkildi- bu kitabın bu denli önemli sayılmasının yegâne nedeni onun Gadir hadisini, yani Şia mezhebinin temelini göz ardı etmesiydi.
Bu çalışmada ortaya konulan bulgulara göre, “Câhiliye ölümü” başlığı altında sınıflandırılan hadislerin imama itaatin zorunluluğundan, Müslüman cemaati arasında ayrılık çıkarmaktan imtina etmekten ve Müminlerin Emiri Ali’ye (a.s) muhabbet beslemenin bir iman nişanesi olduğundan söz eden kısmının güvenilir oldukları ve sahih senetle rivayet edildikleri anlaşılmaktadır.