Nijer'de Fransız askeri üsleri önünde yapılan protesto gösterilerinde de Rus bayrakları göze çarpıyordu. Le Monde Afrique geçtiğimiz Ağustos ayında Nijer Başbakanı Ali Mohamane Lamine Zeine'nin Moskova'yı ziyaret ettiğini bildirdi. Lamine Zeine ayrıca Batı'ya alternatif olarak Türkiye, İran ve Çin ile işbirliğine ilgi duyuyor.
Ülkelerindeki son sözde "ulus çapındaki grevlerin", “patlamayla değil iniltiyle” sonuçlandığını görüp son on yılların en şiddetli grevleriyle sarsılan İngiltere'ye bakan bazı İranlılar, bugünlerde böyle diyorlar.
"Ayrıca, her devlet geleneğinde yönetim biçimini değiştirmek basit bir halk iradesi meselesi değildir. Örneğin, Kanada'da monarşiyi ortadan kaldırmak için anayasal ölçüt o kadar yüksek tutulmuştur ki, bazı hukuk uzmanları bu arkaik kurumun kaldırılmasının pratikte imkânsız olduğunu düşünmektedir."
İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler'in Üçüncü Reich'ının baş propagandacısı olan Joseph Goebbels'e atfedilen bir propaganda kanunu şöyle der: "Bir yalanı yeterince sık tekrarlarsan gerçeğe dönüşür." Psikologlar bu fenomeni "sahte hakikat etkisi" olarak adlandırıyorlar ve tekrarın hakikat hakkındaki inançları etkileyebileceğini doğruluyorlar. İran bugün dörtnala giden “Gish gallop” süreci ile karşı karşıya; bu, yanlış beyanlar ve düpedüz yalanlarla rakibi alt etmeyi hedefleyen bir retorik tekniğidir.
İranlı yetkililer tarafından gözaltına alınan 15 bin protestocu rakamı suları daha da bulandıran İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı'ndan (HRANA) kaynaklanıyor. ABD merkezli HRANA, İran İnsan Hakları Aktivistleri’nin (HRAI) medya koludur ve National Endowment for Democracy'den (NED) fon alan bir gruptur. NED ise on yıllardır dünya genelinde rejim değişikliği çabalarını finanse eden, bir CIA yumuşak güç aparatıdır.
Grubun Batı Şeria'da artan popülaritesi nedeniyle, birkaç Filistinli grup Aslan Yuvası ile bağlantı iddiasında bulundu ve direniş grubunu bağımsız hareket ettiğine dair açıklamalar yapmaya mecbur etti. Aslan Yuvası lideri The Cradle'a şunları söylüyor: "Aslan Yuvası’nda faaliyet gösteren Kassam, Saraya [Kudüs Tugayları] ve Fetih üyeleri, ulusal bir çerçevede yer alıyor ve kendi partilerini temsil etmiyorlar."
Bu imparatorluk ailesi, 1765 ve 1938 yılları arasında Hindistan'dan yapılan 45 trilyon dolarlık (evet bir trilyon, "t" ile) sistematik hırsızlığa başkanlık etmiştir. O sırada Hindistan'ın GSYİH'si, küresel GSYİH'nın yüzde 28'ini oluşturuyordu. İngilizler 1947'de ayrılmaya zorlandıklarında, Hindistan'ın GSYİH'si, dünya GSYİH'sının %3'üne düşmüştü.