Bu çalışmada ortaya konulan bulgulara göre, “Câhiliye ölümü” başlığı altında sınıflandırılan hadislerin imama itaatin zorunluluğundan, Müslüman cemaati arasında ayrılık çıkarmaktan imtina etmekten ve Müminlerin Emiri Ali’ye (a.s) muhabbet beslemenin bir iman nişanesi olduğundan söz eden kısmının güvenilir oldukları ve sahih senetle rivayet edildikleri anlaşılmaktadır.
30.04.2024
28.04.2024
10.04.2024
1.04.2024
8.12.2023
31.07.2023
Al-Monitor için haber yapan Yemenli gazeteci Mareb al-Ward, Çin'in Yemen büyükelçilerinin Ensarullah'ın temsilcileriyle düzenli olarak görüştüğünü ve Çinli görevlilerin örgütten 1962 devrimcilerinin halefi olarak bahsettiğini belirtti.
Reuters, Esad'ın kardeşi Mahir liderliğindeki Suriye müzakere ekibinin Suudileri Suriye'de hâlâ aktif olan köktenci milislere sağlanan fonları kesmeye çağırdığını bildirdi. Öte yandan Riyad, Şam'dan, Suriye iç savaşında köktenci gruplar saflarında savaştıkları için yıllardır Suriye hapishanelerinde bulunan Suudilerin davasını kapatmasını da istemiş.
Suudiler Batı Asya’da eski düzenin jeopolitik ayağı ve sembolüdür, ancak bu düzen artık geçerliliğini yitirmiştir. Bu nedenle, çürüyen Batı merkezli dünya düzeninin bir sonraki “Ukrayna”sının Arap Yarımadası'nda ortaya çıkması muhtemeldir ve hiç kimse bunu Suudi Arabistan'ın megaloman veliaht prensi Muhammed bin Salman kadar gerçekçi bir olasılık olarak görmüyor.
Bu bölümde Ahmed el-Kâtib’in İmam Mehdî’nin (a.s.) varlığı hakkında oluşturmak istediği şüpheleri cevaplandırmaya çalışacağız. Onun bu bağlamdaki iddialarından biri de şudur: 'Hicrî üçüncü ve dördüncü asırlarda Şia -azınlık bir grup hariç- Muhammed b. Hasan el-Askerî’nin varlığına inanmıyordu. Nitekim bu durumu Nevbahtî, Eşarî, Kuleynî, Numânî, Sadûk, el-Müfîd ve Tûsî gibi Şiî müelliflerin tamamına yakını kaydetmiş ve bu döneme Asrü’l-Hayret (Şaşkınlık Çağı) adını vermişlerdir.'
Bu imparatorluk ailesi, 1765 ve 1938 yılları arasında Hindistan'dan yapılan 45 trilyon dolarlık (evet bir trilyon, "t" ile) sistematik hırsızlığa başkanlık etmiştir. O sırada Hindistan'ın GSYİH'si, küresel GSYİH'nın yüzde 28'ini oluşturuyordu. İngilizler 1947'de ayrılmaya zorlandıklarında, Hindistan'ın GSYİH'si, dünya GSYİH'sının %3'üne düşmüştü.
"Auguste Comte’un dinin kaynağı hakkındaki teorisi, Freud ve William James’in tapınma olgusundaki farklı yorumları, Nikki R. Keddie ve Michel Foucault’un İran İslâm İnkılâbı hakkındaki görüşleri, Anthony Giddens’in yapılandırma kuramı; teorilerin felsefî temellerden ve inançlardan doğrudan etkilendiklerinin açık örnekleridirler."