İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (31) (SON): Hz. Muhammed Akl-ı Küll'dür / Mutlak Kemâl mazharsız olmaz / Her zaman bir İmam vardır

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (31) (SON): Hz. Muhammed Akl-ı Küll'dür / Mutlak Kemâl mazharsız olmaz / Her zaman bir İmam vardır

Hz. Hatmî Mertebet’in (Muhammed'in) (s.a.a.) aklı, Sâdır-ı Evvel’dir (ilk sudûr eden). Sâdır-ı Evvel de Akl-ı Küll’dür. Vahiy de Akl-ı Küll’den başka bir şey değildir.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (30): Felsefe Varlık’ı, bilim varlıkları inceler / Varlık bitişik, mahiyetler (şeyler) ayrıktır

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (30): Felsefe Varlık’ı, bilim varlıkları inceler / Varlık bitişik, mahiyetler (şeyler) ayrıktır

Metafiziğin anlamını kavrayamayanlar onun fizikten ayrı olduğunu sanırlar. Bazıları fiziğin bittiği yerde kocaman bir boşluğun başladığını ve metafiziğin bundan sonra geldiğini savunmaktadırlar. Bu, kuruntudan başka bir şey değil. Öncelikle bilmemiz gereken şey, varlık âleminde boşluk diye bir şeyin olmadığıdır. Hayır, tüm varlık birbirine vâsıldır. Ancak âlemdeki bu ittisalin yanında bir fasl da mevcuttur. Yani mahiyetler birbirlerinden ayrıdırlar.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (29): Âşık, Maşûk ve Güzellik / Gülün sonsuz kokusu

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (29): Âşık, Maşûk ve Güzellik / Gülün sonsuz kokusu

Âlem Allah’ın bir tecellisi olması hasebiyle her an yenidir ve her ân düşünür. Âlem, insan suretinde düşünür.... “Gitmek”te hem bir kayboluş hem de bir yüceliş anlamları gizlidir (ref‘- irtifa‘-terfi). Buradan cevherî harekete varmak istiyorum. Her ortadan kalkış bir yüceliştir. Hiçbir şey yok olmaz; sadece derecesi yükselir.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (28): Ahlakın cevheri de akıldır / Kant'ın büyük yanılgısı

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (28): Ahlakın cevheri de akıldır / Kant'ın büyük yanılgısı

Felsefe tarihinin dönüm noktasını teşkil eden Kant, konu iman olunca akıldan ziyade ahlâkı devreye sokmuştur. Örneğin bizim hakîmlerimiz hem nazarî akıl hem de amelî akıl derken o daha çok pratik akla vurgu yapmış, Hıristiyanlığın hakikatine ahlâk üzerinden ulaşılması gerektiğine inanmıştır. Buna benzer düşüncelere İslâm dünyasında da rastlamaktayız [Mesela Faslı Müslüman düşünür Taha Abdurrahman; Medya Şafak].

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (27): Allah her yerde ise niçin O’na kavuşmamız gerekiyor? / Sühreverdî ve Kızıl Akıl

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (27): Allah her yerde ise niçin O’na kavuşmamız gerekiyor? / Sühreverdî ve Kızıl Akıl

Allah ile mülakat (buluşmak) cisimsel, zamansal, mekânsal ve maddî bir buluşma değildir. Bu likâ, marifette ve bilinçtedir. Evet, O’nun varlık ve tekvin itibariyle her yerde hazır olduğu malumdur. O’ndan uzaklığımız marifet ve bilinç düzlemindeki bir uzaklığı ifade eder. Bir kimse O’nun bu her yerdeki huzurunu bilinç düzeyinde kavrarsa, bu kavrayışın kendisi O’na ulaşmak (likâ) demektir.

Devrim Muhafızları Komutanı: İslam toprakları emperyalistler karşısında cihad meydanına dönüşmeli

Devrim Muhafızları Komutanı: İslam toprakları emperyalistler karşısında cihad meydanına dönüşmeli

General Hüseyin Selami "Akdeniz'in doğusunda düşmanlara yolu kapatacaklarını ve cepheyi genişleteceklerini" söyledi ve ekledi: “Amerika tüm İslam dünyasını hedefliyor… İslam toprakları müstekbirler (emperyalistler) karşısında cihad meydanlarına dönüşmelidir. Düşmanımız, kaderimiz ve hedefimiz ortak olduğu için birbirimizden ayrı yaşayamayız”.