Ehl-i Sünnet’e mensup bulunan Hârizmî’nin naklettiği bir rivayet, Şeyhayn’ın Âşûrâ hadisesindeki rolünü açıkça ortaya koymaktadır. Hârizmî’nin rivayetine göre, İmam Hüseyin (a.s.) mübarek sakalını kendi kanıyla boyamış ve şöyle buyurmuştur: Dedem Resulullah’ın (s.a.a) huzuruna çıkıncaya değin bu halde kalacağım; kanıma boyanmış vaziyette, “Ya Resûlullah! Beni falan ve falan öldürdü!” diyeceğim.
22.07.2025
20.06.2025
2.04.2025
24.10.2024
3.09.2024
6.06.2024
Âlem Allah’ın bir tecellisi olması hasebiyle her an yenidir ve her ân düşünür. Âlem, insan suretinde düşünür.... “Gitmek”te hem bir kayboluş hem de bir yüceliş anlamları gizlidir (ref‘- irtifa‘-terfi). Buradan cevherî harekete varmak istiyorum. Her ortadan kalkış bir yüceliştir. Hiçbir şey yok olmaz; sadece derecesi yükselir.
Felsefe tarihinin dönüm noktasını teşkil eden Kant, konu iman olunca akıldan ziyade ahlâkı devreye sokmuştur. Örneğin bizim hakîmlerimiz hem nazarî akıl hem de amelî akıl derken o daha çok pratik akla vurgu yapmış, Hıristiyanlığın hakikatine ahlâk üzerinden ulaşılması gerektiğine inanmıştır. Buna benzer düşüncelere İslâm dünyasında da rastlamaktayız [Mesela Faslı Müslüman düşünür Taha Abdurrahman; Medya Şafak].
Allah ile mülakat (buluşmak) cisimsel, zamansal, mekânsal ve maddî bir buluşma değildir. Bu likâ, marifette ve bilinçtedir. Evet, O’nun varlık ve tekvin itibariyle her yerde hazır olduğu malumdur. O’ndan uzaklığımız marifet ve bilinç düzlemindeki bir uzaklığı ifade eder. Bir kimse O’nun bu her yerdeki huzurunu bilinç düzeyinde kavrarsa, bu kavrayışın kendisi O’na ulaşmak (likâ) demektir.
General Hüseyin Selami "Akdeniz'in doğusunda düşmanlara yolu kapatacaklarını ve cepheyi genişleteceklerini" söyledi ve ekledi: “Amerika tüm İslam dünyasını hedefliyor… İslam toprakları müstekbirler (emperyalistler) karşısında cihad meydanlarına dönüşmelidir. Düşmanımız, kaderimiz ve hedefimiz ortak olduğu için birbirimizden ayrı yaşayamayız”.
Ne yazık ki burada bazıları akıl ile kalbi birbirine karşı konumlandırıyor. Bunlar arasında bir tekabül varmış gibi konuşmamak gerekir. Akıl hiçbir zaman kalbin karşısında yer almaz. Kalp –ki aşkın merkezi de kalptir– akla renk katar ve onu süsler. Akıl da kalbe nizam verir. Akıl ve kalp aslında tek bir şey olup, birbirleriyle işbirliği içindedirler.
Âyette geçen bu “Apaçık Kitap” nerede? Kitâb-ı Mübîn, İnsân-ı Kâmil’in nefsidir. Hz. Hatmî Mertebet’in (s.a.a.) nefsi… Kâmil bir nefs aynı zamanda kâmil akıldır. Allah saydığı her şeyi burada kaydetmiştir. İnsanın azametine bir bakın! Hakk’ın ilminin mazharı kimdir?