"O dönemde konuştuğum tüm askeri bağlantılar İran'ın toparlanmasının 2-5 gün alacağı tahmininde bulunmuştu. Herkesi şaşırtan bir şekilde İran 15 saat içinde komuta kademesini yeniden inşa etti, hava savunmasını yeniden devreye soktu ve yıkıcı füzeleriyle ilk saldırı dalgasını başlattı."
8.06.2025
7.03.2025
24.01.2025
19.12.2024
2.12.2024
11.10.2024
"Ahlaki meselelerin ilginç bir yanı vardır. Kaç kişinin karşınızda durduğu ve üstün gelme ihtimalinizin ne kadar olduğu önemli değildir. Davanızı ancak içinizde kaybettiğinizde, yani hakkınızdan vazgeçtiğinizde kaybedersiniz. Yalnızca ahlaki arenadadır ki mantığınızın gücü, gücün mantığından üstün gelir!"
Önceki savaştan farklı olarak, bir terör örgütüne karşı değil, etrafımızda bir “ateş çemberi” yaratmayı kısmen başarmış olan İran İmparatorluğuna karşı varoluşsal bir zorlu mücadele verdiğimizi anlamalıyız.
Said, Filistinlilerin sömürgecilere karşı bu türden bir mücadeleyi "terörizm" olarak kınamalarını ve bundan vazgeçmelerini istiyor. Hamas'ı Siyonistlerle aynı kefeye koyuyor (Le Monde Diplomatique Ağustos/Eylül 1998'deki en hararetli makalesinde yaptığı gibi). Sömürgecilere karşı şiddet içermeyen bir şekilde savaşabileceğimize inanmamızı istiyor. Said, İntifada ve (ister beğenin ister nefret edin) Hamas olmasaydı "İsrail"in Arafat'la asla konuşmayacağı gerçeğini göz ardı ediyor.
Sonuç olarak, emperyalizm, özellikle de ABD ile İsrail arasındaki ilişki, İsrail'in ABD'nin eyaletlerinden biri sayıldığı, ancak daha ileri bir yerde olduğu ve bu organik bağın hiçbir zaman gizlenmediği göz önüne alındığında; iyi, kötü veya tereddütlü olarak tanımlanamaz. Önceki satırlarda göstermeye çalıştığımız şey işte budur.
Bu rejimlerin korktukları tek şey ve dolayısıyla yenilebilecekleri tek yol gerçek devrimci faaliyettir. Bu tür devrimci pratikler bölgedeki ve dünyadaki kitleleri uyandıracaktır. Bu koşullar gerçekleştiğinde, gerici tiranların ve Siyonist rejimin kaderi mühürlenecek ve zafer kaçınılmaz hale gelecektir.
Hamas'ın Lübnan temsilcisi Ahmed Abdülhadi şu önemli bilgiyi vermişti: "Tünel fikri iki kişiden geldi. Birincisi şehit komutan İmad Muğniye, ikincisi ise Hacı Kasım Süleymani. General Süleymani Gazze'ye birden fazla kez gitti ve en başından beri Gazze'nin savunma stratejisinin geliştirilmesinde yer aldı."