Bu çalışmada ortaya konulan bulgulara göre, “Câhiliye ölümü” başlığı altında sınıflandırılan hadislerin imama itaatin zorunluluğundan, Müslüman cemaati arasında ayrılık çıkarmaktan imtina etmekten ve Müminlerin Emiri Ali’ye (a.s) muhabbet beslemenin bir iman nişanesi olduğundan söz eden kısmının güvenilir oldukları ve sahih senetle rivayet edildikleri anlaşılmaktadır.
6.06.2024
15.12.2023
8.12.2023
26.02.2023
3.05.2021
7.01.2021
Varlık üzerine teemmül edilir, taakkul edilmez. Çünkü varlığın mahiyeti yoktur. İbn Sina varlıkta mahiyete inanmıyor. Dolayısıyla mahiyeti olmadığına göre zihne gelemez. Onun ‘‘teemmül’’ edilmesi gerekir. ‘‘Varlıkta teemmül’’ ne demektir? Varlık sahasında hazır olmak demektir. Yani huzur makamıyla varlık sahasına girmek gerekir. Varlık sahasına girmek, Allah’ın huzurunu idrak etmektir.
Kasım Süleymani’nin şehadetinden bir yıl önce, Filistinli gazeteci Abdurrahman Ebu Suneyne Süleymani’nin şehadetini öngören bir makale yazdı: "Gazze'de, Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Hacı Kasım Süleymani ile bağlantısı olan bazı kişilerle bir araya geldim. Hepsi bana Süleymani’nin Kudüs şehidi olmak için ettiği dualarını anlattı."
Yani o, Peygamber’in vahyi almasını Peygamber’in ubûdiyyetiyle ilgili bir mesele olarak görüyor. Buradan da şu sonuca varıyor: Peygamber, vahyi alma konusunda herkesten daha muhtaçtır, haristir, ona aşıktır. Hatta Allah Peygambere, neden vahyi alma konusunda kendini bu kadar meşakkate sokuyorsun, diyor.
Soruna sahip olan sadece insandır ve karar almak sadece insana aittir. Başka hiçbir varlık karar almaz. Ve yalnız olan tek varlıktır. Başka hiçbir varlık yalnızlık hissetmez. Her varlık olduğu gibidir, bulunduğu ortamladır. Ama insan bir topluluk içinde bulunsa dahi eğer kendindeyse yalnızdır. Eğer kendine gelirse tabii ki. Peki insan ne zaman yalnızlık hisseder? Ciddi bir karar aldığı zaman.
Fakat buradaki eksiklik arz ettiğim gibi fikir ve zikrin birlikte olmamasıdır. Eğer bu fikir ve zikir birlikte olsaydı biz şu an farklı bir durumda olurduk. Fikir ne kadar gelişse de eğer zikirle birlikte değilse, yani o bâtınî katmanlara aşina olmazsa işte o zaman sizin de buyurduğunuz gibi insanı sınırlar.
Peygamber, bizim gibi bir insandır. “Ene beşerun mislikum” (ben de sizin gibi bir insanım) diyor. Yolda yürüyor, yiyor, içiyor vs. ancak Peygamber’in bâtını varlığın tümel aklıdır. O’nun bu makamını tanımayan aslında O’nu tanımamıştır.