"Bu üsler karşısında silahlı ve kitlesel bir mücadele başlatmak yalnızca emperyal kontrolün kalbine darbe vurmakla kalmayacak, aynı zamanda ABD emperyalizmi, Siyonizm ve Arap gerici rejimleri arasındaki ittifakı da açığa çıkaracaktır."
20.06.2025
4.06.2025
25.05.2025
4.04.2025
7.03.2025
24.01.2025
Nasrallah ve antisemitizm hakkındaki tüm anlatılara rağmen, Beyrut'taki Maghen Abraham Sinagogu'nun yeniden inşasına yardım edenin Nasrallah yönetimindeki Hizbullah olduğunu göz önünde bulundurmakta fayda var. Arab News, Nasrallah'ın “Sinagog dinî bir ibadet yeridir” ve “Restorasyonu memnuniyetle karşılanır” dediğini aktardı. Nasrallah, 2012 yılında Filistin'le ilgili bir tartışma sırasında Julian Assange'a şunu söylemişti:
Batı yanlısı Sünni monarklar tarafından papağan gibi tekrarlanan bir eleştiriyle İran'ın "Filistin'de Sünni Arap hükümetlerin egemenliğini zayıflatmak için iyi bir araç bulduğunu" ve "Sünni Arap kitlelerin" desteğini aradığını iddia ediyor. Bu değerlendirme, Devrim’den önce bile, İran'ın dini ve laik muhaliflerinin Filistin yanlısı oldukları ve Şah'ın İsrail'i desteklemesine karşı çıktıkları gerçeğini göz ardı etmektedir.
Arafat'ın yaptığı, İkinci Dünya Savaşı'nda, işgal altındaki Fransa'nın Vichy hükümetinin ülkelerini Nazilerin çıkarları doğrultusunda yönetmesiyle eşdeğerdir. Vichy hükümeti nasıl Fransa'daki bir Nazi üssü idiyse, Filistin Yönetimi de Filistin’deki Siyonist üstür! Öyleyse onlara muamelemiz de bu şekilde olmalıdır!
Sonuç olarak, emperyalizm, özellikle de ABD ile İsrail arasındaki ilişki, İsrail'in ABD'nin eyaletlerinden biri sayıldığı, ancak daha ileri bir yerde olduğu ve bu organik bağın hiçbir zaman gizlenmediği göz önüne alındığında; iyi, kötü veya tereddütlü olarak tanımlanamaz. Önceki satırlarda göstermeye çalıştığımız şey işte budur.
Eğer pek çok devlet değil de tek bir Arap devleti ya da daha gevşek bir Arap konfederasyonu mevcut olsaydı, bu devlet ulusal sorumluluklarından kaçamaz ve sanki dar bir asansörde sıkışmış birçok yabancıdan sadece biriymiş gibi gökyüzüne bakamazdı! Filistinli bir devrimci aynı zamanda mutlaka pan-Arapçı olmalıdır.
Jean-Paul Sartre, Francis Jeanson ve Frantz Fanon gibi önde gelen Fransız filozoflar Cezayir'in bağımsızlık davasının yanında yer alıp FLN'yi desteklerken, Cezayirli Yahudi filozof Jacques Derrida sömürgecilerin yanında yer alıp Cezayir'in bağımsızlık arayışına karşı çıkarak karşıt bir duruş sergiledi.