Bu inceleme Şiî olan Mu‘tezilîlerin İmâmiyye’ye yalnızca imamet bahsinde değil, Verrâk ve İbn Ravendî gibi bazılarının tevhid ve adalet konularında da bağlı olduklarını ve Mu‘tezile’ye muhalefet ettiklerini göstermektedir. Elbette İbn Kıbe gibi bir kelâmcı da Mu‘tezile’ye sadece imamet konusunda karşıydı. Bu nedenle bu mütekellimlerin hepsinin tek bir somut eğilime bağlı olmayıp farklı yaklaşımlar sergilediklerini söylemeliyiz.
24.09.2025
7.09.2025
27.08.2025
25.07.2025
2.07.2025
25.06.2025
Hakîm Feyyâz Lâhicî’ye (ö. 661) göre, İmamiyye’nin inanç esaslarının büyük ölçüde Mu‘tezile ile benzerlik göstermesinin sebebi ne Mu‘tezile’den etkilenmesidir ne de onların kelam usullerini iktibas etmesidir; aksine bu benzerlik, bir yandan Mu‘tezile’nin felsefeden faydalanmasından, diğer yandan İmamiyye’nin -İmamlarından (a.s.) aldıkları- kelam usullerinin felsefî ilkelerle uyumlu olmasından kaynaklanmaktadır:
“The Jerusalem Center for Security and Foreign Affairs” (Kudüs Güvenlik ve Dış İlişkiler Merkezi) adlı Siyonist araştırma enstitüsünün sitesinde yayımlanan bir analizde, İran’ın İsrail rejimi için birincil problem olduğu belirtiliyor. Kurum, İran İslam Cumhuriyeti karşısında izlenmesini önerdiği politikasını ise şu satır başlarıyla özetliyor:
Pek çok araştırmacı Şîa’nın ana eğilimlerinin ve kelâmî çizgisinin Mu‘tezile etkisinde şekillendiğine inanmaktadır. Bu metnin yazarı bu görüşün yanlışlığını, dahası Mu‘tezile’nin, hatta Basra Mu‘tezilesi’nin, Şîa’nın düşüncesinden çokça etkilendiğini kanıtlamanın peşindedir. Mu‘tezile’nin önde gelen şahsiyetlerinden olan Nazzâm’ın önemli Şiî düşüncelerine yönelimi bu iddiayı doğrulamaktadır.
ABD'de devlet bankalar ve tekeller tarafından kontrol ediliyor. Çin'de ise tam tersi oldu: Devlet, serbest piyasanın halk lehine çalışmasını sağlamak için kapitalistlerin tepesinde oturuyor.
Ziyaret, İran'ın Filistin meselesine yönelik dış politikasındaki dönüşün çarpıcı bir işaretiydi. New York Times o dönemde ziyaret hakkında haber yapmıştı. Gazete, “Şah, İsrail ile ilişkilerini sürdürüyor ve rejimin petrol ihtiyacının yaklaşık %60'ını sağlıyordu” diye yazmıştı.
20 Ocak 2014 tarihinde, İsviçre'de Suriye ihtilafı ile ilgili müzakerelerin başlamasından iki gün önce, sansasyonel bir haber televizyonlara ve dünyanın dört bir yanındaki manşetlere yansıdı. Haber, Suriye ordusuna mensup eski bir fotoğrafçının elinde Suriye güvenlik birimleri tarafından 11 bin tutuklunun işkence edilerek öldürüldüğünü belgeleyen 55 bin fotoğraf bulunduğuydu.