İmam Cafer es-Sâdık’a atfedilen bu türden rivayetlerin neredeyse tamamını aynı noktada buluşturan ortak özellik ve hedef, Şiî terminolojisinin bilinçli bir biçimde dönüştürülmesi, bu suretle Şiî doktrinlerin altının oyulması ve bu terimlerin Sünnî muadillerinin ön plana çıkarılmasıdır... Öte yandan, tevellânın zaruri bir bütünleyici unsuru olarak teberrânın İmam Cafer es-Sâdık tarafından benimsendiği şüphe götürmez bir gerçektir.
17.10.2024
22.04.2024
14.07.2023
8.07.2023
27.05.2023
18.05.2023
Bunların tümü kalbin mertebeleridir. İnsan paramparça değildir. İnsan bir attar dükkânı gibi değildir ki her bir kutuyu açtığında farklı bir şey bulasın. Bunların hepsi aynı şeydir. Kalp, akıl, müşterek his, bunların tümü “nefs-i nâtıka” ile ilgili şeylerdir. İnsanın “nefs-i nâtıka”sı tek bir şeydir; onlar birer mertebedir.
Saf ve net bir aynayı güneşin önüne koyun. Bu aynanın dili olsa size ne derdi? O ayna size ‘‘ben Güneş’im’’ derdi. O ayna ben Güneş’im derken yalan söylemiyor. Çünkü Güneş’ten başka bir şeyi yansıtmıyor. Peki niçin yansıtıyor? Burada müthiş bir sır vardır. Çünkü o saftır ve renksizdir. Renkli olsaydı, güneşi yansıtamazdı. Kirli olsaydı da yansıtamazdı.
Bu âyet-i kerimenin ışığında şunu söyleyebiliriz: Toplumu yönetme hakkı olanlar; peygamber, ondan sonra vasi (Rabbanî) ve ondan sonra da yeterli donanıma sahip adil bir fakihtir (ahbâr).
Hz. Peygamber’in bazı eşleri Resûlullah’a (s.a.a.) karşı birlik olup hizipleşiyorlarsa Hz. Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’e (a.s.) karşı neler yapacaklarını var sen düşün! Resûlullah’a (s.a.a.) böyle davranıyorlarsa Hz. Fâtıma, Hz. Ali, Hasan ve Hüseyin’e (a.s.) karşı nasıl davranırlar?
Hiçbir zaman ırkçı düşüncelerini gizleme gereği duymayan General Eitam, demecinde şu sözleri kullandı: “Biz Lübnan’dan kaçtık. Bu, İsrail ordusunun başarısızlığı ve hayal kırıklığına dair söyleyebileceğimiz en hafif şeydir.”
Kardeşlerden biri bütün Müslümanların İbn Teymiyye’yi sevdiğini söylemişti. Bu söz doğru değil. Pek çok âlim onu eleştirmiş, hatta İmam Ali’ye düşmanlık gösteren bir Nâsıbî olduğunu ortaya koymuştur. İkinci olarak Allah aşkına bütün bu yalanlara rağmen İbn Teymiyye’yi sevebiliyor musun? Onun Nâsıbî ve Ehl-i Beyt düşmanı olduğunu anladığında da hâlâ bu sevgin devam edecek mi?