"Denizi" için 165 adet haber bulundu

ÖZEL: Hamid Algar: Sünnîlerin İmam Cafer es-Sâdık Hakkındaki İddiaları

ÖZEL: Hamid Algar: Sünnîlerin İmam Cafer es-Sâdık Hakkındaki İddiaları

İmam Cafer es-Sâdık’a atfedilen bu türden rivayetlerin neredeyse tamamını aynı noktada buluşturan ortak özellik ve hedef, Şiî terminolojisinin bilinçli bir biçimde dönüştürülmesi, bu suretle Şiî doktrinlerin altının oyulması ve bu terimlerin Sünnî muadillerinin ön plana çıkarılmasıdır... Öte yandan, tevellânın zaruri bir bütünleyici unsuru olarak teberrânın İmam Cafer es-Sâdık tarafından benimsendiği şüphe götürmez bir gerçektir.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (19): Zât, sıfatların aynasında zâhir olur / Tüm âlem O'nun sıfatlarının aynasıdır

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (19): Zât, sıfatların aynasında zâhir olur / Tüm âlem O'nun sıfatlarının aynasıdır

Keza İmam Ali de (a.s.), ‘Ben hiçbir şey görmedim ki kendisinden önce, kendisinden sonra ve kendisiyle birlikte Allah’ı görmemiş olayım!’ buyurmuştur.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (18): Hakk’ın Rüyeti

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (18): Hakk’ın Rüyeti

Evet, mesele tam olarak budur. O’nu bulanın hiçbir eksiği yoktur. O’nu bulmayanın neyi vardır? Eğer bir kimse O’na ulaşamazsa – isterse bütün dünya onun olsun– onun neyi vardır ki? Bir an nefesi tükendiğinde ölür, gider. Bu insana evrenin hükümdarlığının verilmiş olduğunu düşünün. O bir an nefes alamasa, ne olur?

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (17): Hakikat, Güzellik ve İyilik tek bir şeyin zuhurudur

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (17): Hakikat, Güzellik ve İyilik tek bir şeyin zuhurudur

"Evet, Dost’u görmek hem hakikati hem güzelliği hem de iyiliği görmektir. Her şey nihayetinde O’na ulaşıyor. Burada akıl ile aşk bir olurlar."

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (15): İnsanın bâtın ve ruhundaki hayatı

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (15): İnsanın bâtın ve ruhundaki hayatı

'Geceyi gündüze, gündüzü de geceye katarsın.' Gece gündüzün, gündüz de gecenin bağrında yer alıyor. Bu diyalektikten ilk söz eden, Herakleitos idi. Günümüzde de diyalektikten söz eden pek çok düşünür var. Özellikle Hegel ve sonrası dönemde… Hegel, zamansal diyalektiği dikkate alırken, Marx bunu toplumsallaştırmış, ona materyalist ve tarihsel bir boyut kazandırmıştır. Bir de tevhidî bir diyalektik var ki, biraz önceki âyet, bunun bir örneğiydi aslında.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (5): Feyz-i Kâşânî’de Ontoloji ve “Bilgi” Mekanizması

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (5): Feyz-i Kâşânî’de Ontoloji ve “Bilgi” Mekanizması

Yani gerçekte o, her şeyi ve her yeri o kadar kaplamıştır ki, bu onu görmenize bir engel teşkil eder. Peki, vücûdu görememem onun sadece gizlenmiş olmasından dolayı mıdır? Hayır. Burada da bazıları, onu gizli olduğu için göremediğimizi varsayar. Oysa durum bunun tam tersidir. O, bunca aşikâr olduğu için onu göremeyiz.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (3): Allah'ın Zât'ının tasavvuru niçin mümkün değildir?

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (3): Allah'ın Zât'ının tasavvuru niçin mümkün değildir?

Esasında “Allahu Ekber” derken de O’nun neyden daha büyük olduğunu söylemiş oluyoruz? Dağlardan mı, yoksa galaksilerden mi daha büyük? Hayır, bunların hiçbiri kastedilmiyor. O, sizin tasavvurunuza gelen şeylerden daha büyük ve yücedir... Aksi takdirde, O’nun dağdan daha büyük olduğunu söylemek gülünç olurdu doğrusu. Bu ifadelerde hep tenzih vardır.