Bu rejimlerin korktukları tek şey ve dolayısıyla yenilebilecekleri tek yol gerçek devrimci faaliyettir. Bu tür devrimci pratikler bölgedeki ve dünyadaki kitleleri uyandıracaktır. Bu koşullar gerçekleştiğinde, gerici tiranların ve Siyonist rejimin kaderi mühürlenecek ve zafer kaçınılmaz hale gelecektir.
Neoconlar ABD'nin çıkarlarını İsrail'in çıkarlarıyla birleştirerek George Washington’un “yabancı karışıklıklardan” kaçınma tavsiyesini görmezden geliyorlar. Filistin'deki Siyonist sömürgeciliğe karşı direnişin yok edilmesinin ancak Tahran'ı yenerek başarılabileceğini anladıkları için ABD'nin İran ile savaşa girmesini istiyorlar.
Hasan Sivri, Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Enis Nakkaş ile İsrail F-16’sının düşürülmesinin önemini ve Türkiye’nin eksen arayışını konuştu.
Hasan Sivri, Filistin Davasının sembollerinden ve FHKC Politbüro üyesi Leyla Halid ile Filistin’de zaferle biten açlık grevi ve bölgedeki gelişmeler üzerine röportaj yaptı.
Tüm bunlara dayanarak, bu şiddetli savaşın her iki taraf içinde bir kader savaşı olacağını söylemek mümkündür. Rusya, İran ve Suriye'nin müttefikleri ise, sonuçları Suriye savaşının yönünü değiştirecek olacak bu çatışmadan uzak durmayacaklardır.
Terörü kurumsallaştıran ve Bush döneminde Irak’ta on binlerce sivilin öldürülmesini meşrulaştıran Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye’deki “masum bebekleri” önemsediğine inanma aldatmacasına düşmeyelim.
Meşhur Direniş Ekseni’ni daha iyi anlamak için, İran’ın devrimci hareketinin ve yönetim sisteminin köşe taşları işlevini görmüş olan prensipleri anlamak gerekir: bu, merhum Ayetullah Ruhullah Humeyni’nin ifade ettiği haliyle Velayet-i Fakih’tir.