Kadı Nurullah, daha sonra, Nûrbahşiyye silsilesinden bazı dervişlerin şu sözünü aktarır: “Hızır ile görüştüğünü açık eden veya hırkasını ona nispet eden her şeyh, hakikatte Şia mezhebine bağlılığını ve imamet hakkındaki inancını ortaya koymuştur.”
28.04.2024
4.04.2024
11.11.2023
4.11.2023
23.09.2023
1.09.2023
Ancak Said için hayal kırıklığı Sartre, de Beauvoir ve hatta Foucault'nun İsrail'e verdiği açık destek oldu. “Foucault, seminere katkıda bulunacak hiçbir şeyi olmadığını ve doğrudan Bibliothèque Nationale'deki günlük araştırmasına gitmek üzere ayrılacağını söyledi bana hemen" diye anlatıyor Said.
Önceki nebevî tecrübeler de bu garipsemeyi ortadan kaldırmak veya uzak görülen bir şeyi ispat etmek için Kur’ân-ı Kerim’de geçmektedir. İmam Mehdî’nin (a.f.) uzun ömrünün garipsenmesi ve Hz. Peygamber’in uyardığı azabın inişinin uzaması bu türdendir. İşte burada Kur’ân’daki Hz. Nûh (a.s.) kıssası devreye girmektedir. Yine İmam Ali’nin (a.s.) Hz. Peygamber’e göre menzilesi, imametin O’na ve nesline tahsisi bu kabildendir. Hz. Hârûn’un Hz. Mûsâ’ya (a.s.) nazaran konumunun Kur’ân’da geçmesi ve imametin Hârûn ve zürriyetine has kılınması...
İnsanın derinliklerinde bir gurbet mevcuttur. Her ne kadar birazdan sayacaklarımız da bir gurbet sayılsa da bizim gurbet ile kastettiğimiz; kişinin kendi şehrinden ya da ülkesinden bir başka yere gitmesi değildir; bilakis insanın bu âlemde gurbeti az veya çok hissetmesini kastediyoruz. İnsan burada hüznü deneyimlemektedir. Bazıları hüznü çok derin bir şekilde deneyimler ve çoğunlukla hüzünlü ve gamlıdırlar.
Bu imparatorluk ailesi, 1765 ve 1938 yılları arasında Hindistan'dan yapılan 45 trilyon dolarlık (evet bir trilyon, "t" ile) sistematik hırsızlığa başkanlık etmiştir. O sırada Hindistan'ın GSYİH'si, küresel GSYİH'nın yüzde 28'ini oluşturuyordu. İngilizler 1947'de ayrılmaya zorlandıklarında, Hindistan'ın GSYİH'si, dünya GSYİH'sının %3'üne düşmüştü.
Bu bir spekülasyon değil. Pek çok önde gelen siyonist aydın, rejimlerinin beka kabiliyeti hakkında sorular yöneltmeye başladı. 80 yıllık lanet meselesi akıllarından hiç çıkmıyor [tarihteki hiçbir İbrani devletinin 80 yıldan fazla yaşamamış olmasına binaen; Medya Şafak]. Geleceğe yönelik verilen güvensizlik oyunun bundan daha net bir kanıtı olamaz.
Veda Haccı’nda Resûlullah (s.a.a.) ile birlikte yetmiş bin, yüz bin veya daha fazla sayıda sahâbî bulunmaktaydı. Bu yıl nübüvvetin son yılıydı. Sahâbe, temettu haccının durumunu Hz. Peygamber’den (s.a.a.) dinlemiş, sert ve uzun tartışmalardan sonra onunla amel etmişti. Bütün bunlara rağmen Halife Ömer onlara temettu umresini/haccını yapmayı yasaklayabilmiş, bu konuda emrine muhalefet edenleri cezalandırabilmiştir. İmam Ali (a.s.), Mikdâd, Ammâr gibi birkaç sahabî dışında bu durumun önünde durmaya kimse cüret edememiştir.