İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (2): Vechullah ne demektir? / Velâyet, Risalet'in bâtınıdır

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (2): Vechullah ne demektir? / Velâyet, Risalet'in bâtınıdır

Peki, Allah’ın bir yüzü var mıdır? O’nun veçhi, âleme olan teveccühü/yönelişidir. Eğer, Hakk’ın, örneğin denize bir teveccühü (yönelim) olmasaydı, deniz, deniz olabilir miydi? Dolayısıyla tüm âlem, O’nun teveccühü olmaksızın, bir hiçtir. Eğer Hakk’ın inâyeti bir ân dahi âlemden yüz çevirecek olsa, bu âlem, âlem olamaz ve yokluğun karanlığında mahvolur. Hakk’ın inâyeti, O’nun veçhidir. Vech de teveccühten gelir. Bir şeye teveccüh etmek (yönelmek), kişinin yüzünü belli bir yere dönmesi demektir.

Hamas yetkilisi: Aksa Tufanı Filistin özgürleşinceye dek durmayacak

Hamas yetkilisi: Aksa Tufanı Filistin özgürleşinceye dek durmayacak

Hamas hareketinin İran temsilcisi Halid Kaddumi, Tahran’daki Filistin Meydanı’nda bugün düzenlenen “Gazze: Muktedir ve Mazlum” programında konuşma yaptı. Kaddumi “Aksa Tufanı Operasyonu’nu Filistin ve tüm esirler tamamen özgürleşinceye dek durdurmayacağız. Aksa Tufanı özgürlük baharı ve Filistin’in zaferi ile nihayete erecek” dedi.

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (7): Hakk Teâlâ’nın kendi Zât’ını sevmesi, bundan sevinç duyması (ibtihâc) ve bunun tüm mazharlarda aşk olarak zuhuru

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (7): Hakk Teâlâ’nın kendi Zât’ını sevmesi, bundan sevinç duyması (ibtihâc) ve bunun tüm mazharlarda aşk olarak zuhuru

Yüce Allah kendi Zât’ına karşı mübtehicdir (kendi Zât’ından sevinç duyar). Çünkü O’nun Zât’ı mutlak kemâl ve saf ibtihâcdır. İnsan da aynı şekilde mübtehicdir [behcet sahibidir]. Hem de bu, sonsuz bir ibtihâcdır.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (35): İmam Mehdî'nin doğumundan önce Gaybet'ten bahseden rivayetler ve kitaplar

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (35): İmam Mehdî'nin doğumundan önce Gaybet'ten bahseden rivayetler ve kitaplar

Bu rivayetlerde İmam Mehdî’nin biri çok uzun iki gaybetinin olacağı ve sonrasında da kıyam edeceği belirtilmektedir. Dolayısıyla bu rivayetler henüz gerçekleşmemiş bir durumun haberini vermektedir. İmam Mehdî’nin doğumundan yarım asır önce Şia’nın elinde -Hasan b. Mahbûb es-Serrâd’ın (h. 149-224) Müşeyhe’si ile diğer kitaplarında ve başka müelliflerin eserlerinde- bu rivayetler mevcuttu ve biz bunları ileride ele alacağız.

İbrahimi Dinani: İbn Sina Dersleri (18) (SON): İnsanın kendine yabancılaşmasının kaynağı nedir?

İbrahimi Dinani: İbn Sina Dersleri (18) (SON): İnsanın kendine yabancılaşmasının kaynağı nedir?

Aslolan vücûddur. Yokluk, varlığın ışığında anlam kazanır. Eğer varlık olmasaydı, yokluğun ne gibi bir anlamı olabilirdi? Hiçbir anlamı olmazdı. İnsanın bu meselelere/kavramlara dikkat etmesi, yani aslolanın vasl ve vahdet olduğunu bilmesi oldukça önemlidir. “Yabancılaşma,” “hicran” ve “firâk” gibi şeylerin tamamı ârızîdir ve sonradan meydana gelir.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (33): Ahmed el-Kâtib'in iki önemli şüphesine cevap

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (33): Ahmed el-Kâtib'in iki önemli şüphesine cevap

Bu bölümde Ahmed el-Kâtib’in İmam Mehdî’nin (a.s.) varlığı hakkında oluşturmak istediği şüpheleri cevaplandırmaya çalışacağız. Onun bu bağlamdaki iddialarından biri de şudur: 'Hicrî üçüncü ve dördüncü asırlarda Şia -azınlık bir grup hariç- Muhammed b. Hasan el-Askerî’nin varlığına inanmıyordu. Nitekim bu durumu Nevbahtî, Eşarî, Kuleynî, Numânî, Sadûk, el-Müfîd ve Tûsî gibi Şiî müelliflerin tamamına yakını kaydetmiş ve bu döneme Asrü’l-Hayret (Şaşkınlık Çağı) adını vermişlerdir.'