New York Times'ın (NYT) yakın zamanda yaptığı bir araştırmaya göre İran, işgal altındaki Batı Şeria'daki Filistin direnişine işgalci İsrail güçlerine karşı koymaları için silah ve mühimmat sağlamak amacıyla en az iki yıldır gizli bir kaçakçılık operasyonu yürütüyor.
Dolayısıyla, bu son Gazze Savaşı'nın arkasındaki büyük resim, İsrail'in sadece iki Filistinli örgütle savaşmadığıdır. Buradaki asıl savaş, Yahudi devletini yıkma sözü veren ve bunu farklı şekillerde başarmaya çalışan İran'a karşıydı.
Bu Müslümanlara şunu söylüyoruz. İslam Cumhuriyeti çökecek olursa (Allah korusun), Müslümanlar bir yüzyıl daha başlarını kaldıramazlar. Bu durum nerede olursa olsun herhangi bir Müslümanın faydasına olabilir mi?
Dünyada kendisini alternatif olarak tanıtan tek bir ideolojik sistem kaldı. Batı küreselciliğinin, tüketim toplumunun ve teknokratik materyalizmin muhalifi olan İran'ın İslami toplum ve devlet modelinden bahsediyorum. Öte yandan tüm büyük halklar gibi, dünyanın en eski medeniyetlerinden birinin soyundan gelen İranlılar da Mesihçi düşünceden yoksun değiller.
İran ile vekilleri, İsrail için en büyük bölgesel tehdidi teşkil etmeyi sürdürmektedir. İran, yaşadığı çok derin ekonomik krize rağmen İsrail'i bir “ateş çemberiyle” çevirebilmek için önemli bir kaynak yatırımı yapmaktadır. Kissinger'ın İsrail hakkındaki sözlerini yeniden söylemek gerekirse görünüşe göre İran'ın iç politikası yok, sadece dış politikası vardır.
Evet, kralın ve çevresindeki %1’lik kesimin haksız kazanılmış mülkiyetine el koymak şüphesiz ki İran’ın demokratik seçimiydi. İran, bunu yapan çok az ülkeden biri, ama ilk ülke değil. Ekonomik düşünce olarak sağcı Reuters, elbette bu uygulamanın gerçekleştiği her duruma karşı.
Ayrıca İran İslam Devrimi, Batılı emperyalist-kapitalistleri şüphesiz çok kızdıran bir şey daha yaptı: İslam Devrimi, Şah ve onun kendi küçük zümresine ait olan fabrika ve işletmelerin büyük bir kısmını alarak hayır kurumlarına verdi. Bunlara “bonyad” deniyor ve tüm İran ekonomisinin tahminen %15-20’sini oluşturuyorlar. Şaşırtıcı biçimde devrimci bir düşünce, değil mi?