Bununla birlikte makalemizin girişinde de belirttiğimiz üzere bir grup araştırmacı, Şiilerin bu bocalayışlarına delalet eden rivayetlerin İmamların isimlerini açıklayan hadislerin uydurma olduğunu gösterdiği inancındadır. Onların bu iddialarına tek delilleri bu iki grup rivayet arasında çelişki olduğunu varsaymalarıdır, oysaki bu çelişkinin halli mümkündür ve bu iki rivayet grubunun sıhhati her türlü belirsizlikten uzaktır.
Ortada garip bir durum var. İmam Ahmed’den, Sahihü’l-Buhari’den, Sünenü Ebi Davud’dan ve benzerlerinden hadis almakta sıkıntı yokken, Ehl-i Beyt kanalından hadis geldiğinde yüz çevirmemiz isteniyor. Bir şahıs Hz. Rasulullah (s.a.a.) ile altı ay birlikte yaşasa bile ondan hadis alabiliyoruz...
Tek kelimeyle cevaplandıracak olursak, Ümeyyeoğullarını korkutan şey bunları da korkutmaktadır. Bunlar, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt-i Nübüvvet’e ait olan her hususu ortadan kaldırmaya çalışmışlardır. Aslında mesele sadece Ali (a.s.) ile de bağlantılı değildir. Bunların peygamberlikle ve peygamberlik mirasıyla sorunları vardır.
"Bizler de Ehl-i Beyt’i seviyoruz" demesinler sadece. Azizim, alimler Sekaleyn hadisini tutunma anlamına gelen temessük ile ifade etmektedir. Hadis-i şerif ‘İkisine sıkıca tutunduğunuz müddetçe benden sonra asla sapıtmazsınız’ buyurmaktadır. Yani Kuran’ı ve Ehl-i Beyt’imi sevdiğiniz müddetçe demiyor ifade. Evet sevmek zorunludur, ancak yeterli değildir.
Ben kitabımda da yazdım. Bölge güçlerinin yeniden inşa edilmesini ve bölge güvenliğini sağlayan İran’dır. Aksi halde bölgeni tamamı İsrail’in ayakları altında olurdu. İran Hizbullah’ı silahlandırdı, Hamas ve Filistinli gruplara yardım etti. Direniş güçlerine sürekli destek sundu. İran bu dengenin sağlanmasındaki esastır.
1968'de Yemen'de dünyaya gelen İsam el İmad, Suudi Arabistan'ın üniversitelerinde tahsil görmüş bir Vahhabi âlimi iken, Şia ile tanışmasının ardından bu mezhebe geçmişti. Yemen Husi hareketinin kurucusu Hüseyin Husi'nin öğrencilerinden olan Dr. İmad, Kum'da tahsilini sürdürmektedir ve pek çok kitap kaleme almış önemli bir muhakkiktir.
Heykel kendisine yöneltilen "Kral Abdullah ile görüşmenizde hangi konularda konuştunuz?" şeklindeki bir soruyu "Kral Abdullah bana tek bir soru sordu... O da şuydu: 80 yaşındasın, kadınlarla ilişkin nasıl? Suudi basınıysa ertesi gün o gün çok önemli bölgesel ve uluslararası konuları ele aldığımızı yazdı" diye cevaplamıştı.