Hakîm Feyyâz Lâhicî’ye (ö. 661) göre, İmamiyye’nin inanç esaslarının büyük ölçüde Mu‘tezile ile benzerlik göstermesinin sebebi ne Mu‘tezile’den etkilenmesidir ne de onların kelam usullerini iktibas etmesidir; aksine bu benzerlik, bir yandan Mu‘tezile’nin felsefeden faydalanmasından, diğer yandan İmamiyye’nin -İmamlarından (a.s.) aldıkları- kelam usullerinin felsefî ilkelerle uyumlu olmasından kaynaklanmaktadır:
7.04.2025
19.01.2023
26.09.2022
27.08.2022
23.06.2022
20.10.2021
İran'da İslami hareket dışında hiçbir sosyo-politik hareket; tek bir merkezi önderliğin otoritesi altında ve tutarlı bir ideolojik çerçeve içinde faaliyet yürüten siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri şubelere sahip değildi.
Gündüz tesisatçılık yapan Osman akşamları Hizbullah'ın mezhepsel olmayan askeri kanadı Saraya el-Mukaveme (Direniş Tugayları) savaşçısı. Dini -ya da dinsizliği- onları Hizbullah’a katılmaktan alıkoyanlar için Hizbullah’ın hal çaresi, Sünni, Şii vs. Lübnanlı savaşçıların İsrail ve Suriye’de ortak düşmanlarla mücadele etmesi için Saraya’nın kurulması oldu.
"16. yüzyılda Kur’an’ı neşretmek ve tercüme ederek onu ulaşılabilir kılmak, inançlı Hristiyanların kafasını karıştırmaya ya da yoldan çıkarmaya müsait tehlikeli bir girişimdi. En azından 1542’de Müslümanların kutsal kitabını Latince yayınlamak isteyen yerel bir matbaacıyı -kısa süreliğine de olsa- hapseden Basel’deki Protestan şehir konseyi üyelerine göre öyleydi."
Şiiliğe yönelik mantık dışı Amerikan nefretinin temelinde, Şiiliğin özünde yer alan adaletsizliğe karşı direniş ruhu bulunuyor. Şiiliğin, Kerbela olayı ve İmam Hüseyin’in duruşunun izinde, ezileni korumayı ve savunmayı; ezenin karşısında durmayı esas alan tavrı, ABD ve Batılı egemen güçlerin tolere edebileceği bir şey değil.
Ehl-i Sünnet’in bu büyük âlimi Âlûsî şöyle der: "Hz. Meryem’in Peygamber olduğu görüşünü kabul etsek dahi bunu söylemek caizdir." Yani sahih ve sarih rivayetler Hz. Meryem’in peygamberlerden biri olduğuna delâlet etse bile Hz. Fâtıma (a.s.), Hz. Meryem’den daha üstündür!
Ahmed b. Hanbel’e göre -Zehebî’nin dediği gibi- o Müslümanlık izharında bulunan bir münafık değil kâfirdir. Onun küfrü açıktır. Önceki programlarda Âlûsî, ez-Zehebî ve diğerlerinin Yezid’in Nâsıbî olduğuna dair açıklamalarını okumuştuk.