Murray Bookchin anarşist komünite için aziz gibi bir şeydir. Sosyal ekoloji, özgürlükçü belediyecilik ve komünalizm olarak kavramsallaştırdığı fikirleri, kendisini solcu olarak tanımlayan çok sayıda insan üzerinde kalıcı etki yaratmıştır. Bununla beraber çok da dillendirilmeyen bir şey var ki, o da, Bookchin’in birçok anarşist ve liberteryen sosyalist gibi emperyalizm karşısında hoşgörülü bir mahcubiyet içinde olmasıdır.
Emperyalizmin neo-kompradorlara olan ihtiyacı, siyasi aktivizmi bir istihdam piyasasına dönüştürdü. Böylece, işsiz entelektüeller ve disiplinsiz solcular, devrimci deneyimlerini ve potansiyellerini emperyalist çıkarlara satmak için yarışmaya başladılar.
"Dünya nüfusunun en yoksul yarısından bir kişinin, en zengin %1'den birinin bir yılda kazanacağını kazanması 112 yıl sürer. Son on yılda, en zengin yüzde 1, tüm yeni servetin yaklaşık yarısını ele geçirmişti; şimdi bunun üçte ikisini yakalıyorlar. Davos'un istikrara kavuşturmak istediği dünya, işte bu aşırı adaletsiz dünyadır."
"Dünya tarihinin son savaşında üçüncü bir taraf; ılımlı, ara kamp yoktur. Kaçış yok! Işığın ideolojisinin yanında savaşmıyorsanız, Karanlığın ordusunun askerisiniz demektir! Ahir Zaman’ın tunç yasası budur!"
"İşte o zaman Kojève, tarihin sonu hakkındaki liberal okumasıyla ortaya çıktı. Bu teori kanatlarda bekliyordu, SSCB'nin çöküşünden sonra Fukuyama Batı'ya bunu hatırlattı ve küreselci merkezler onu alıp uygulamaya başladılar. Tek kutuplu dünya düzeni, Hegelci eskatolojinin liberal versiyonuna dayanıyordu."
Çin'in ekonomik ve teknolojik başarısı, çökmekte olan Batılı neoliberal hiper-bireyciliğin körü körüne taklit edilmesinden çok, Komünist Parti ve onun hükmedip yönlendirdiği devlet aygıtı tarafından yukarıdan dayatılan kolektivizm ve ahlaktan kaynaklanmaktadır. Bu kolektivist ahlakın dikkate değer bir örneği, Çin'in hararetli ve bitmez tükenmez yolsuzlukla mücadele kampanyasıdır.
Bu bir spekülasyon değil. Pek çok önde gelen siyonist aydın, rejimlerinin beka kabiliyeti hakkında sorular yöneltmeye başladı. 80 yıllık lanet meselesi akıllarından hiç çıkmıyor [tarihteki hiçbir İbrani devletinin 80 yıldan fazla yaşamamış olmasına binaen; Medya Şafak]. Geleceğe yönelik verilen güvensizlik oyunun bundan daha net bir kanıtı olamaz.