İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (11): O’nunla mahlûkatı arasında mahlûkatından başka engel yoktur / Allah zâhir, âlem gizlidir

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (11): O’nunla mahlûkatı arasında mahlûkatından başka engel yoktur / Allah zâhir, âlem gizlidir

Zuhurun şiddetli oluşu, gizliliğin sebebidir. İkincisi ise kurbunun (yakınlığın) şiddetidir. Bu iki şey O’nun perdesiz bir şekilde gizlenmesine sebep olmaktadır. Bu iki durumu örneklerle açıklayacak olursak: Gözleriniz her şeyi görüyor öyle değil mi? Peki, gözleriniz ayna olmaksızın, kendi kendini de görebiliyor mu?

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (5): Feyz-i Kâşânî’de Ontoloji ve “Bilgi” Mekanizması

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (5): Feyz-i Kâşânî’de Ontoloji ve “Bilgi” Mekanizması

Yani gerçekte o, her şeyi ve her yeri o kadar kaplamıştır ki, bu onu görmenize bir engel teşkil eder. Peki, vücûdu görememem onun sadece gizlenmiş olmasından dolayı mıdır? Hayır. Burada da bazıları, onu gizli olduğu için göremediğimizi varsayar. Oysa durum bunun tam tersidir. O, bunca aşikâr olduğu için onu göremeyiz.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (3): Allah'ın Zât'ının tasavvuru niçin mümkün değildir?

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (3): Allah'ın Zât'ının tasavvuru niçin mümkün değildir?

Esasında “Allahu Ekber” derken de O’nun neyden daha büyük olduğunu söylemiş oluyoruz? Dağlardan mı, yoksa galaksilerden mi daha büyük? Hayır, bunların hiçbiri kastedilmiyor. O, sizin tasavvurunuza gelen şeylerden daha büyük ve yücedir... Aksi takdirde, O’nun dağdan daha büyük olduğunu söylemek gülünç olurdu doğrusu. Bu ifadelerde hep tenzih vardır.

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (6): Tûsî’nin Düşüncesinde “Haz” ve “Acı”nın Tanımı

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (6): Tûsî’nin Düşüncesinde “Haz” ve “Acı”nın Tanımı

"Tüm algısal güçler (kuvve), beş duyu organı ve hatta bâtınî duyu organları – kısacası insandaki her şey – mutlak anlamda nefsin şuûnundan olup, onun kuvvelerindendir. Nefs-i nâtıka da huzûrun kendisidir. Biraz önce bahsettiğim epistemolojik problemin düğümü tam da burada çözülmektedir."

İbrahimi Dinani: Fârâbî Dersleri (6): Fârâbî’nin İşrâkî Düşünceleri

İbrahimi Dinani: Fârâbî Dersleri (6): Fârâbî’nin İşrâkî Düşünceleri

Bu âlem önceden akıldan yoksun olup onu sonradan mı doğurmuştur? Hayır. Akıl, âlemi meydana getirmiştir. İşte akl-ı faal budur. Akl-ı faal, evrenin tüm bilimsel kanunlarını meydana getiren ve evreni olabilecek en iyi şekilde yöneten hikmet ve akıldır. O, Allah’ın hikmetidir. Bu yüzden faaldir, yani münfail (edilgen) değildir.

Sudan’daki çatışmalar Tel Aviv’i niçin endişelendiriyor?

Sudan’daki çatışmalar Tel Aviv’i niçin endişelendiriyor?

1967'deki Arap-İsrail savaşından sonra Sudan, sekiz Arap ülkesinin “Üç Hayır” kararını kabul ettiği önemli bir Arap Birliği konferansına ev sahipliği yapmıştı: “İsrail ile barışa hayır, İsrail'in tanınmasına hayır ve İsrail ile müzakerelere hayır!” Sudan, bir zamanlar Arap dünyasında İsrail rejiminin en büyük hasımlarından biriydi