Arafat bunun üzerine radikal bir soru sordu: “Ya Filistin güçleri füze sahibi olsaydı?” Arafat’ın hesaplaması basit ve stratejikti: Gazze yakınlarındaki büyük bir İsrail kentine —örneğin Aşkelon— İran yapımı Katyuşa füzeleri atılabilseydi, Tel Aviv’den gelecekteki sınırlar ve tavizler konusunda yeni, sert bir pazarlık gücü elde edilebilirdi.
25.06.2025
8.11.2023
10.04.2023
6.08.2022
3.06.2022
16.05.2022
Muhsin Rızai şöyle devam etti: “Ülke içinde halkçı ve devrimci bir hükümet işbaşına geldi. Bu fırsattan yararlanmak gerekiyor. Bunun için de Devrim’in ilk on yılının değerlerini diriltmemiz lazım. Devrim’in ilk on yılındaki değerler son yirmi otuz yıl içinde dönüşüme uğramıştır.”
Veda Haccı’nda Resûlullah (s.a.a.) ile birlikte yetmiş bin, yüz bin veya daha fazla sayıda sahâbî bulunmaktaydı. Bu yıl nübüvvetin son yılıydı. Sahâbe, temettu haccının durumunu Hz. Peygamber’den (s.a.a.) dinlemiş, sert ve uzun tartışmalardan sonra onunla amel etmişti. Bütün bunlara rağmen Halife Ömer onlara temettu umresini/haccını yapmayı yasaklayabilmiş, bu konuda emrine muhalefet edenleri cezalandırabilmiştir. İmam Ali (a.s.), Mikdâd, Ammâr gibi birkaç sahabî dışında bu durumun önünde durmaya kimse cüret edememiştir.
“İran, Batı Şeria ve Gazze'ye silah dolu 20 gemi gönderdi. Çoğu insanın bu gemilerden haberi yok.” - (Talal Naci – FHKC-Genel Komutanlık lideri)
“İçimde bir sıkıntıyla oradan çıktım” ifadesinden öyle anlaşılıyor ki sahâbî Ebu’t-Tufeyl Gadîr Hadisi’nden elde edilecek sonuçları oldukça önemli ve büyük bir mesele olarak görmekteydi. Bu da İmam Ali’ye (a.s.) muhalefet edenlerin, O’na yardım etmeyip O’nu yüz üstü bırakanların, O’nunla savaşanların, kendisini O’na önceleyenlerin helak oluşudur.
Zira çatışma, "intikam" güdüleriyle yapılan ya da taktiksel savaşlardan ümmetin kalbi, Peygamberinin miraç yolu ve ilk kıblesi için verilen bir mücadeleye dönüşmüştür. İşgal altındaki Kudüs nedeniyle bölgesel bir savaş açma tehdidi inkâr edilemez bir hakikattir ve "Kudüs Kılıcı" savaşından sonra işgalcilerin yenilgisinin taktiksel düzeyden stratejik aşamaya döndüğünü doğrulamaktadır.
İbn Hazm ‘‘Sahâbenin tümü kesinlikle cennet ehlidir. Onların tümünün cennete gireceği ve hiçbirinin cehennem ateşine girmeyeceği sabittir’’ der. Hz.Ali'yi, Ammâr’ı, Osmân b. Affân’ı öldürse de cennetliktir! Kerbelâ’da İmam Hüseyin’i (a.s.) öldürseler de yine cennetliktirler! Yani “Hasan ve Hüseyin (a.s.) cennet ehli gençlerin iki efendisidir” hadisine rağmen...