"Yakar" için 44 adet haber bulundu

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (23): Hakk’ın Veçhi ve Kulluk (Ubûdiyet)

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (23): Hakk’ın Veçhi ve Kulluk (Ubûdiyet)

Bilimler söz konusu olduğunda hep akıl ve düşünceyle ilerlenir. Dinde ise durum farklıdır: Burada akıl, düşünce ve şuurun yanı sıra irade ve kalp de devreye girmelidir. İrade ve akıl normalde iki ayrı şey değil midirler? Evet, öyledirler. Ancak din gibi bir alanda bunlar tek bir yönde Allah’a doğru yönelirler. İbadetlerde de durum bu şekildedir: Namaz sırasında yalnızca fikriniz değil, iradeniz de O’na yönelmiş olmalıdır. Burada irade ve akıl tek bir şey olmaktadır.

İbrahimi Dinani: Farabi Dersleri (1): Felsefe filozofun diline gelir (filozofun dilinde cari olur)

İbrahimi Dinani: Farabi Dersleri (1): Felsefe filozofun diline gelir (filozofun dilinde cari olur)

Fârâbî’nin Uyûnu’l-Mesâil’ini okuyan William James, “Ben bu kitaba gelecekte de erişebilmeliyim” demiştir. James, psikoloji (ilmu’n-nefs) alanında oldukça yetkinleştiğinden, ruhun mertebelerinin ele alındığı bu kitap hakkında az önce aktardığım cümleyi söylemiştir. Ki Fârâbî bunu hicrî III. yüzyılda yazmıştır.

İbrahimi Dinani: Mesnevi Dersleri (17)

İbrahimi Dinani: Mesnevi Dersleri (17)

Cisim ruhtan, ruh da cisimden ayrı değildir. Cisim, ruhun iniş yaptığı bir mertebedir. Bugünkü bilimsel ifadeyle “psikosomatik”; yani ruhla bedenin ilişkisi vardır. Ruh ve beden birbirine o kadar bağlıdır ki adeta tek bir şeydirler. Aslında aynı hakikatin iki mertebesidirler. Ruh, insanın bedeninden daha üstte olan bir mertebedir, beden de ruhun iniş mertebesidir.

İbrahimi Dinani: Mesnevi Dersleri (15)

İbrahimi Dinani: Mesnevi Dersleri (15)

Her zerrede, damlada, varlıkta ilahî sevgi vardır çünkü hepsi Hak Teâlâ’ya doğru bir hareket halindedir. Her varlık hareket halindedir. Bu âlemde sakin bir varlık yoktur. Bu hareket, Hakk’a doğru bir “hubbi harekettir” (sevgi hareketidir). Bu hareket, her zaman yükseliş yönlü bir harekettir; düşüş yönlü bir hareket değildir. Sonbaharda yaprağın düşmesi gibi zâhiren düşüş yönlü hareketler bile bir başka yükseliş hareketinin çizgisi üzerindedir.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (13): Sakife Toplantısı ve sonrasındaki acı hadiseler

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (13): Sakife Toplantısı ve sonrasındaki acı hadiseler

Muhammed b. Ebî Bekir ile Muâviye b. Ebî Süfyân arasındaki mektuplaşmalar hakkında ise şöyle der: “İkisi arasında birtakım yazışmalar olmuştur. Ancak içlerinde avamın işitmeye tahammül edemediği şeyler barındırdığından bunlara değinmeyi hoş karşılamadık.” (Taberî, c. 4, s. 557) Acaba Taberî ve benzeri tarihçilerin Hz. Fâtıma’nın evine yapılan saldırının detaylarını zikretmelerini bekleyebilir miyiz?

İbrahimi Dinani: Mesnevi Dersleri (7)

İbrahimi Dinani: Mesnevi Dersleri (7)

Saf ve net bir aynayı güneşin önüne koyun. Bu aynanın dili olsa size ne derdi? O ayna size ‘‘ben Güneş’im’’ derdi. O ayna ben Güneş’im derken yalan söylemiyor. Çünkü Güneş’ten başka bir şeyi yansıtmıyor. Peki niçin yansıtıyor? Burada müthiş bir sır vardır. Çünkü o saftır ve renksizdir. Renkli olsaydı, güneşi yansıtamazdı. Kirli olsaydı da yansıtamazdı.

İbrahimi Dinani: Mesnevi Dersleri (4)

İbrahimi Dinani: Mesnevi Dersleri (4)

İmam Mûsâ Kâzım’dan (a.s.) nakledilen bir hadis bu şiirdeki ifadeye uygundur. İmam Mûsâ Kâzım (a.s) her şeyin bir delili olduğunu ve aklın delilinin tefekkür, tefekkürün delilinin sükût, sükûtun delilinin de “Velâyet”leri olduğunu söylüyor. Yani siz bizim “emrimize” (Velâyetimize) sükût makamında ulaşabilirsiniz.