Hamas’ın El Aksa Tufanı Operasyonu’ndaki merkezi rolü nedeniyle, 7 Ekim’den bu yana, örgütün Siyonistler tarafından yaratıldığını ya da desteklendiğini ima eden bir propaganda savaşı yürütülmektedir.
2014 yazındaki son suikast girişiminde ise, karısı Widad (27 yaşında) ve yedi aylık çocuğu Ali, kızı Sarah ile birlikte, Şeyh Rıdvan mahallesindeki bir evi hedef alan hava saldırısında öldürüldüler.
Bunun cevabı Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’ın 20 Kasım 2017’de yaptığı şu konuşmada gizli: “Kornet füzelerini Gazze’ye ulaştırmak şerefi bize aitti. Bununla gurur duyuyorum. Bizi bu nedenle kınamak isteyenler, kınanması gerekenler bu vazifeyi savsakladığınız için asıl sizlersiniz!”
Videoda, Hamas’ın tank savar füzesini ateşlemeyi biri hariç tüm askerlerin otobüsü terk etmesinden sonraya bıraktığı görülüyordu. Bu durum İsraillileri tehdit için kullanıldı. Öte yandan, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah da bu tank savar füzelerinin Gazze’ye Hizbullah tarafından sokulduğunu söyledi.
Hamas’ın Gazze lideri Yahya Sinvar Lübnan el-Meyadin TV’ye verdiği röportajda Hamas’ın İran’ın yardımıyla kapasitesini dikkate değer oranda geliştirdiğini, Hizbullah ile neredeyse her gün görüştüklerini, İran İslam Cumhuriyeti’nin İzzeddin el-Kassam ve diğer direniş gruplarına büyük miktarda finans, teçhizat ve uzmanlık desteği sağladığını kaydetti.
Ancak hepsi bu değil, zira eksen, Suriye savaşı bittikten sonra İsrail’in Hizbullah’a savaş açacağını öngörüyor. Nasrallah birkaç vesileyle, farklı bir mücadele stratejisini tartıştı: Suriye’de eksenle birlikte savaşmış bütün grupları kullanmak istiyor. Yani, öngörülen savaşta Suriyeli, Afgan, Iraklı ve Pakistanlı savaşçıları Lübnanlı savaşçılarla bir araya getirmek istiyor.
Hamas’ın askeri kanadı, siyasi kanadın İran’ın bölgedeki programına en ilgisiz olduğu dönemde dahi Tahran’ın yardımlarından yararlandı. Bu yardımlar sayesinde de İsrail’in 2014’teki Gazze saldırısından zaferle çıkmayı başardı. Bu, bir yorum değil; Hamas liderlerinin açıkça ifade ettiği bir durumdur.