Hegel gibi bazı filozoflar tarihsel akıl diye bir kavramı ortaya attılar. Onlara göre tarih zamanın dönüp duran çarklarıdır. Her asır kendi aklını yaratır. Yani XX. yüzyılın aklı ile XIX. yüzyılın aklı arasında bir fark vardır. Modern akıl Orta Çağ aklından farklıdır vd. Ben bu kimselerin söylediğinin aksine bir şey söyleyeceğim: Bana göre akıl tarihe teslim olmuş değildir; tam tersine tarih aklîdir.
Siz neyi görüyorsunuz, ışığın kendini mi yoksa ışığı yansıtan şeyleri mi? Bu masa ışığı yansıtan şeydir, ona ışık vurduğu için biz onu görüyoruz. Ancak ışığın kendisi bir yere düşmüyorsa yani bir yerden yansımıyorsa görülebilir mi? Işık boşlukta görülemez. “Mutlak ben” de böyledir. Siz kendi “ben”inizi göremezsniz, daima “inzimamî ben”inizi görürsünüz. Yani kendinizi daima bir hâl üzere görürsünüz.
Ümeyyeoğulları, Ebû Bekir ve Ömer döneminde valilikler elde ettiler. Benî Hâşim’den ise hiç kimse valilik makamına atanmadı. İşte bu ve benzeri davranışları Benî Ümeyye’nin azı dişlerini keskinleştirdi, onlara kapılar açtı, onların kâselerini doldurdu. Hatta öyle ki Ebû Süfyân b. Harb, Hz. Hamza’nın kabrinin başına gelip şöyle dedi: Senin kendisi için bizimle çarpıştığın şey en sonunda bizim elimize geçti!
2. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD, Batı dünyasının lider gücü olarak İngiltere'nin yerini aldı. Rakip kampa Sovyetler Birliği önderlik ediyordu. ABD'nin küresel hegemonyasını açıklamak için üç faktör sayılıyordu: askeri güç, yumuşak gücünün çekiciliği ve küresel rezerv para birimi olarak dolar. Ordusunun, ayakları kilden bir dev olduğu ise ortaya çıktı.
Şöyle bir itiraz gelebilir: ‘‘Bu çıkarım doğru mudur? Muaviye’nin hilafete Ömer b. Hattab’dan daha layık olduğunu söyleyen Emevî yönelimli birisi gerçekten de mevcut mudur?’’ Buna cevabımız evettir, çünkü bu sözü ilk defa söyleyen Muaviye’dir. Hilafete Ömer b. Hattab’dan daha layık olduğunu ilk iddia eden Muaviye’nin kendisidir.
Kasım Süleymani’nin şehadetinden bir yıl önce, Filistinli gazeteci Abdurrahman Ebu Suneyne Süleymani’nin şehadetini öngören bir makale yazdı: "Gazze'de, Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Hacı Kasım Süleymani ile bağlantısı olan bazı kişilerle bir araya geldim. Hepsi bana Süleymani’nin Kudüs şehidi olmak için ettiği dualarını anlattı."
İbnü’l-Cevzî şöyle diyor: Ulema Resûlullah’ın ümmet için yazmak istediği şeyler hakkında ikiye ayrılmıştır. İlk görüşe göre bunlar kendisinden sonra kimin halife olacağına dairdir. İkinci görüşe göreyse ümmetin arasında ihtilâfları ortadan kaldıracak hükümleri yazdırmak istemiştir. Ancak ilki daha kuvvetlidir.