Şiî mütekellimler Küçük Gaybet döneminde İmam Mehdî’nin varlığını ispat etmek için şu iki metodu kullanmışlardır. Biz burada Şia’nın kadim bilginlerinden üçünün bu konuyu dair nasıl istidlalde bulunduklarına örnek vereceğiz. Bu açıklamaları Şeyh Sadûk’un İkmâlü’d-Dîn adlı eserinden naklediyoruz.
Ehl-i Sünnet’in bu büyük âlimi Âlûsî şöyle der: "Hz. Meryem’in Peygamber olduğu görüşünü kabul etsek dahi bunu söylemek caizdir." Yani sahih ve sarih rivayetler Hz. Meryem’in peygamberlerden biri olduğuna delâlet etse bile Hz. Fâtıma (a.s.), Hz. Meryem’den daha üstündür!
Âlûsî, Muhammed Sûresi’nin 27-31. âyetlerinin tefsirinde şöyle der: Bana göre Yezid'in buğzu münafıklık alametlerinden daha kuvvetlidir. Ah keşke ilahi rahmetten kovulmuş Yezid hakkında ne söylüyorsunuz, bir bilebilseydim! O, Hz. Ali’ye sevgi mi besliyordu yoksa buğz mu ediyordu? Allah’ın lâneti ona olsun!
Şimdiki konumuz ‘‘Şeyhü’l-Ekber Muhyiddin İbn Arabî’nin Mehdîlik akidesi bağlamında O’nun hayatta oluşunun incelenmesi’’dir. Şeyhü’l-Ekber’in açıklamalarının bir bölümüne işaret etmek istiyorum. Konuyla ilgili olarak önemli ve temel bir kaynağa işaret etmek istiyorum. Abdülvehhab eş-Şârânî’nin (h. 973) el-Yevâkît ve’l-Cevâhir adlı eseri.
Şiî hadis kaynaklarında yer alan ve On İki İmamı müjdeleyen hadislerinden bazıları, Zeydiyye fırkasının büyüklerinden biri olan ve “Ebü’l-Cârûd” adıyla meşhur Ziyad b. Münzir tarafından nakledilmiştir... Bu iddianın kabulü için öne sürülebilecek tanıklardan biri de Abbâd b. Yakub Revâcinî’in (Ebu Saîd Usfurî olarak maruf) günümüze kalan “asl”ıdır.
Bugün salavattan “Âlihi” kısmını atıp da “ve sellem”i ekleyenler Ümeyyeoğullarının sünnetine tabi olduklarını bilsinler. Emeviler için bir taraftan Âl-i Beyt’in lideri olan Ali’ye (a.s.) lanet edip diğer taraftan da “sallallahu aleyhi ve Âlihi” demek mümkün değildi.
Osmanlılar ile İngilizler arasında savaş çıktığında Irak uleması, İngilizler aleyhinde cihad fetvası vermişti. Kendi yönetimi sırasında Şia büyüklerini katletmiş aynı Osmanlı yönetimiydi bu. “Urve” kitabının müellifinin oğlu, Seyyid Kazım Yezdi, Osmanlılar lehine İngilizler karşısında savaşırken şehit düştü.