Hakîm Feyyâz Lâhicî’ye (ö. 661) göre, İmamiyye’nin inanç esaslarının büyük ölçüde Mu‘tezile ile benzerlik göstermesinin sebebi ne Mu‘tezile’den etkilenmesidir ne de onların kelam usullerini iktibas etmesidir; aksine bu benzerlik, bir yandan Mu‘tezile’nin felsefeden faydalanmasından, diğer yandan İmamiyye’nin -İmamlarından (a.s.) aldıkları- kelam usullerinin felsefî ilkelerle uyumlu olmasından kaynaklanmaktadır:
23.07.2023
7.12.2021
24.10.2021
24.03.2020
20.02.2020
31.01.2020
Bölgesel politikalar uzmanı Enis Nakkaş’ın Tahran’da stüdyo konuğu olduğu programa siyaset bilimci Elif Sabbağ İsrail işgali altındaki el-Celil’den, FKÖ Merkez Kurulu Üyesi Nebil Amr da Ramallah’tan konuk olarak katıldı.
İyi haber alan kaynaklara göre Ortadoğu’da şu sıralar yeni askeri eylemi tartışıp planlamak, İran ve müttefikleri karşısındaki savaş senaryolarını incelemek için politik ve askeri seviyelerde düzenli görüşmeler yürütülüyor. Bu senaryolar birkaç düzine füzenin çok ötesinde bir seviyede tartışılıyor.
Ortadoğu’daki bütün ABD üslerine ve ABD müttefiki Arap ülkelerine karşı hedefler belirlendi. İran, Suriye ve Hizbullah, saldırıyla aynı akşam gerçekleşmesi planlanan, seçilmiş hedefleri yüzlerce füzeyle vuracak ani bir karşı saldırının hazırlıklarını yaptılar. Savaş planı hazırlanmış, güncellenmiş ve Hasan Nasrallah’a sunulmuştu.
“Hizbullah’ı tam olarak anlayamıyorsun” diyor. Yüzündeki ciddiyet samimiyetini gösteriyor. “Sen Hizbullah’ı göremezsin… Onlar seni görür!” Onun uyarısı ve yorumu, bugünün Hizbullah’ını tanımlamak için oldukça isabetli veriler sunuyor.
İkinci büyük grup, Suriye El Kaidesi’nin, yani yeni adıyla Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) müttefiki olan Feylek el-Rahman. Doğu Guta’da HTŞ’nin de küçük bir varlığı bulunuyor; tıpkı geçmişte ABD’den silah alan ve savaşçılarının bir çocuğun kafasını kesmelerini videoya çektiği Nureddin el-Zenki ve Ahrarüşşam gibi.
Elinizdeki makalede, akılcı ve tarihe felsefî yaklaşımlarıyla tanınan İbn Haldun’un Hz. Peygamber’den (s.a.a) sonraki hilafet meselesi hakkındaki görüşlerini genel hatlarıyla ele alıp, özelde Hz. Ali’nin (a.s) hilafetine dair düşüncelerine odaklanacak ve güvenilir tarih kaynaklarıyla belgelere dayanarak onun bu konudaki görüşlerinin kritiğini yapacağız. Neticede, İbn Haldun’un Hz. Ali’nin imameti ve hilafeti konusunda kendine özgü yaklaşımından kaynaklanan tarafgirliğinin tutarsızlığa dönüşen yönlerini açıklığa kavuşturacağız.