'Geceyi gündüze, gündüzü de geceye katarsın.' Gece gündüzün, gündüz de gecenin bağrında yer alıyor. Bu diyalektikten ilk söz eden, Herakleitos idi. Günümüzde de diyalektikten söz eden pek çok düşünür var. Özellikle Hegel ve sonrası dönemde… Hegel, zamansal diyalektiği dikkate alırken, Marx bunu toplumsallaştırmış, ona materyalist ve tarihsel bir boyut kazandırmıştır. Bir de tevhidî bir diyalektik var ki, biraz önceki âyet, bunun bir örneğiydi aslında.
Peki kendisini nasıl görüyor? Yani kendisine ait bir tasavvura mı sahiptir? Yani Hak Teâlâ kendisini tasavvur mu ediyor? Bir şeyin tasavvuru o şeyin dışındadır. Bir şeyin tasavvuru o şeyin kendisinden farklıdır. Hak Teâlâ’nın kendisini görmesi, kendi kendindeki huzuru demektir. Bu ise huzurun esasıdır. Gören, görülen ve görmek hep O’dur.
Dengeyi bozmak için Amerika'nın insan gücü kaynaklarına ve savaş makinelerine ihtiyaç vardı. Fakat ABD’nin II. Dünya Savaşı’na müdahale tarzında olacağı gibi, Amerikalılar, kurucu babalarının uzunca bir süre yerine getirilen tavsiyeleri nedeniyle “yabancıların çapraşık işlerine” bulaşmak konusunda son derece temkinli idiler. Dünya Siyonizminin liderlerinin konuya girdiği yer de burasıydı!
Ortadoğu'da çok sayıda askeri müdahale İsrail'in İran nüfuzuna ilişkin endişesi nedeniyle olmuştur. İsrail bunu oldukça açık bir şekilde ifade etmektedir. ABD'nin çekilmesi halinde İran, Irak, Suriye, Lübnan ve Filistin arasında oluşturulmuş güçlü bir ittifakın olacağını düşünüyorlar. Ve bu İsrail'in ve Washington'un korktuğu şeydir. Böyle bir durumda İran büyük oranda herhangi bir bağımsız ittifaka önderlik etme kapasitesine sahip bir devlettir.
El-Hüseyni, “Amerika’yı baş düşmanımız olarak, yeryüzündeki bütün kötülüklerin kaynağı olarak görüyoruz” dedi. “Irak’taki Amerikan çıkarları, görüş alanımızda ve silahlarımızın menzili içinde. Eğer ahmakça davranırlarsa çıkarları silinecektir… ve onların üslerini istediğimiz zaman hedef alabiliriz.”
Heyet Tahrir el-Şam ittifakının 15,000 savaşçısının olduğu tahmin ediliyor; Şam’ın Fethi Cephesi’nin ise ittifaktan önce yalnızca 8,000 savaşçısı vardı. Rakip Ahrarü’ş-Şam bloğunun ise, bağlaşıklarıyla birlikte yaklaşık 20,000 savaşçısı bulunuyor.
Yadlin sözlerini şu cümlelerle toparladı: "Hizbullah ile girilen savaşta, zamanın bizim lehimize olduğu hissiyatına kapılmıştık. Biz onlardan çok daha büyük bir güce, onların kaldıramayacağı yeteneklere ve onlardan çok daha fazla silaha sahiptik. Bunların karşısında Hizbullah gibi küçük bir örgüt kırılma noktasına gelecekti. Ancak durum böyle olmadı."