İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (8): Sadrüddîn Konevî’nin Tûsî’ye yazdığı mektup

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (8): Sadrüddîn Konevî’nin Tûsî’ye yazdığı mektup

Batılı bir düşünürün çok güzel bir sözüne denk gelmiştim: “Şeytan daima tikellerdedir (cüz’iyât).” Şu sözün derinliğine bir bakın! Şeytan’ın var olmadığı bir yer düşünülebilir mi? O her yerde mevcut. Ancak o nerede bulunuyorsa, bulunduğu yer mutlaka bir tikelin yeridir. Bu ne anlama geliyor? Şeytan’ın tümellere ulaşamaması anlamına… Bu da onun akıl âlemine ulaşamadığını gösterir.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (39) (SON): Müellif ile Ahmed el-Kâtib arasındaki mektuplaşmalar

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (39) (SON): Müellif ile Ahmed el-Kâtib arasındaki mektuplaşmalar

Birinci, ikinci ve üçüncü ciltte tüm bu iddialarınızı ele alıp irdeledim ve bu konularda yanıldığınızı kanıtladım. Siz de bundan sonra kalkıp bütün bu meselelerin ikincil, ayrıntı mesabesinde şeyler olduğunu söylediniz. Her şeyden önce sizin bu meseleleri ikincil ve önemsiz görme hakkınız bulunmuyor. Zira On İki İmam Şiası’na ve temel ilkelerine karşı olumsuz bir tasavvur doğurmak için tüm bu meseleleri ardı ardına toplayıp önümüze döken sizsiniz!

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (4): Tüm yaratılış gerçekte bir soruya verilmiş yanıttır

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (4): Tüm yaratılış gerçekte bir soruya verilmiş yanıttır

“Verilen şeyler, kabiliyetler kadardır.” Peki, hikemî dille söyleyecek olursak, “kabiliyet” nedir? İstemektir. İstemek de sorunun kendisidir ve bu, tekvinî bir sorudur. Yani hakikatte, yaratılışın varlığı kabiliyetlerin sorusuna/talebine bir cevaptır.

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (3): Tûsî’nin Düşüncesinde Felsefî Diyaloğun Bileşenleri

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (3): Tûsî’nin Düşüncesinde Felsefî Diyaloğun Bileşenleri

Elest bezmi, ezel bezmidir. Ezel ne demek? Ezelden önce ne vardır? Ezel bir tarih değildir. Ezelden önce hiçbir şey yoktur. Allah’ın sözünü ilk işiten kimdi? İnsân-ı kâmil, yani Hz. Hatmî Mertebet (s.a.a.)… Bunun da ötesinde, Masum İmamlarımız dahi öyledir. Onlardan ulaşan bir hadiste: “Biz Allah’ın tam kelimeleriyiz” buyrulmuştur.

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (2): Tûsî’nin Düşüncesinde Soru ve Diyalog

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (2): Tûsî’nin Düşüncesinde Soru ve Diyalog

İşte Tûsî böyle bir ortamda kelâm ilmini zirveye taşımış ve ona felsefî bir hüviyet kazandırmıştır. Tûsî’nin yaptığı, işte buydu. Fahrüddîn Râzî ise tam tersine felsefeyi çökertmeye ve kelâm ilmini Eş‘arî bir renge büründürmeye çalışmıştır. Râzî de felsefe okumuştu, hatta Gazâlî de bir dönem felsefe üzerinde yoğunlaşmıştı. Ancak onlar bu okumalarını, çalışmalarını felsefeyi Eş‘arî bir kelâma döndürmek için yapmışlardı

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (1): Diyalog Filozofu Tûsî

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (1): Diyalog Filozofu Tûsî

Nasîrüddîn Tûsî olmasaydı, Mollâ Sadrâ'lar var olamazdı. Bunu kesin olarak biliniz. Aynı şekilde o eğer Şerhu’l-İşârât’ı yazmasaydı ve Râzî’nin asılsız ve mesnetsiz iddialarını çürütmeseydi, bizler de şimdi Eş‘arîliğin girdabına ve karanlığına hapsolmuş olurduk. Ne yazık ki, şimdi bile az veya çok buna hapsolmuş bir vaziyetteyiz.