Yazının tüm felsefi-politik öncüllerine ve sonuçlarına katılmasak da, post-modernizm ve liberalizmin radikal-devrimci söylemler ve bunların entelektüel-ideolojik taşıyıcıları içindeki nüfuz gücüne ve bu kişilerin emperyalist sistem tarafından nasıl işlevsel kılındıklarına ışık tutan önemli bir analiz olduğunu düşünüyoruz.
19.08.2022
23.04.2020
12.03.2020
2.01.2019
29.11.2018
27.03.2018
Kendi paranızı kullanın, Batı’nın para birimlerini, hele hele ABD dolarını veya onun bir yan ürünü olan euro’yu kullanmayın. Rusya ve Çin’in dolarsızlaşma örneğini izleyin ve ihtiyaç olması halinde, Batı’ın yaptırımlarının üstesinden gelmek için, dış ticaret için hükümet tarafından kontrol edilen ulusal bir kripto para birimi geliştirin – Venezuela’ya bakın.
Eldeki bilgilerin gösterdiğine göre bu savaş, Körfez rejimlerine her gün 200 milyon dolardan fazlasına mal oluyor. Bu haksız savaşın faturasında muazzam rakamlar bulunuyor ve 25 Mart 2017 itibariyle ortaya konulan rakamlara göre, bu savaşın öngörülen maliyeti 20 milyar dolardan 660 ila 700 milyar dolara kadar çıkmış durumda.
Geçtiğimiz bahar aylarında Katar, paylaşılan Güney Pars-Kuzey Kubbesi petrol sahasının işletilmesi konusunda bir uzlaşıya varmak için Tahran’la görüşmelere başladı. Sahanın işletilmesi üzerindeki moratoryumu kaldıran Katar, ortak gelişim için İran’la müzakerelere girdi. Aktarıldığına göre Katar ve İran, İran’dan Akdeniz’e veya Türkiye’ye ulaşacak ve aynı zamanda Katar gazını Avrupa’ya taşıyacak bir Katar-İran doğalgaz boru hattının ortak olarak inşa edilmesi konusunda anlaşmaya varmıştı.
İran ise Çin ve Rusya’yla, ŞİÖ ülkeleriyle ve ilave olarak Hindistan ve Pakistan’la bütünleşerek bu hileli sistemden çıkma yolunda ilerliyor. Şimdiden önemli ölçüde dolarsızlaşmış olan bu ülkeler, dünya nüfusunun yaklaşık yarısını barındırıyor ve dünya GSYİH’sinin üçte birinden fazlasını kontrol ediyor.
İran Rusya ve Çin, birlik ve işbirliğinin, karşılıklı güçlenmenin yegâne araçları olduğunu tümüyle kavradı. Ülkelerin içişlerindeki büyüyen bir Amerikan etkisinin temsil ettiği ortak bir sorunla mücadele ihtiyacı, Tahran, Pekin ve Moskova’yı, farklılıklarını çözümlemeye ve egemenliklerini savunma yönündeki ortak çıkarlarında birleşik bir stratejiyi benimsemeye zorladı.
"Burada, ABD’de ve Batı Avrupa devletlerinde gelişmiş olan çelişkilerden dersler çıkarmalıyız. Sıkı bir anti-emperyalist ve ırkçılık karşıtı karaktere sahip olmayan her türlü sol hareket, nesnel olarak emperyalist sisteme yardım eden ulusal istisnacılığından kaynaklı olarak başarısızlığa mahkumdur."