İran’da her seçim döneminde, İran Muhafız Konseyi’nin (Şurayı Nigehbani Kanuni Esasi) kendi çıkarlarına uygun adayları seçerek seçim sürecini manipüle ettiğini iddia eden bir anlatı ortaya çıkar. Bu iddiada bir geçerlilik payı var mı? Batı demokrasilerinde de benzer kurumlar mevcut mudur?
Yazarın el-Kâfî’de ve Süleym’in Kitab’ında İmamların on üç kişi olduğunu ifade eden rivayetlerin mevcut olduğu sözüne gelince, inceleme sonucunda bunların ilk nâsihlerin hatalarından kaynaklandığı açığa çıkmıştır. Şia’nın muhakkik âlimleri bunları incelemiş ve rivayetlerdeki hataya işaret etmiştir.
Ahmed el-Kâtib’in Şia’da Siyasal Düşüncenin Gelişimi - Şûrâdan Velâyet-i Fakîhe (Tatavvuru'l-Fikri's-Siyâsîyyi'ş-Şîî mine'ş-Şûrâ ilâ Velâyeti'l-Fekîh) kitabına karşı Seyyid Sâmî Bedrî tarafından yazılmış reddiyenin (Şübehât ve Rudûd) (Şüpheler ve Yanıtlar) tam çevirisini yayımlamayı sürdürüyoruz.
İslam İnkılâbı Rehberi İmam Hamenei: "Gerçek bir İslamî yönetim insanlığı adalet, huzur, iman, maneviyet, paklık ve kardeşliğe, barış ve gerçek dostluğa ulaştırır. Aziz şehid komutanımıza bir ekol, bir yol, ders alınacak bir üniversite gözüyle bakmamız gerekiyor."
Said b. Cübeyr’den rivayete göre şöyle demiştir: Arafat’ta İbn Abbâs ile beraberdim. İbn Abbâs ‘‘insanların telbiye getirmelerini niçin duymuyorum’’ dedi. Ben de ‘‘Muâviye’den korktukları için’’ dedim. Bunun üzerine İbn Abbâs çadırından çıkarak "Emret Allah’ım, emrine hazırım’’ diye telbiye getirmeye başladı ve ‘‘Ali’ye kızgınlıkları yüzünden Sünnet’i terk etmişler” diye konuştu.
"16. yüzyılda Kur’an’ı neşretmek ve tercüme ederek onu ulaşılabilir kılmak, inançlı Hristiyanların kafasını karıştırmaya ya da yoldan çıkarmaya müsait tehlikeli bir girişimdi. En azından 1542’de Müslümanların kutsal kitabını Latince yayınlamak isteyen yerel bir matbaacıyı -kısa süreliğine de olsa- hapseden Basel’deki Protestan şehir konseyi üyelerine göre öyleydi."
Bu suçun en alt seviyede, bu mübarek evin ‘‘yakılması tehdidiyle” kaldığını kabul etsek dahi yapılan korkunç bir cürümdür. Bu öyle bir evdi ki Hz. Resûlullah (s.a.a.) eşiğine uğrar, kapısının iki kolunu tutar ve bu hanenin halkına “Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzâb, 33) ilahî buyruğunu okurdu.