Birçok rivayette, Hz. Peygamber'in (s.a.a.) Nur’dan yaratıldığı ifade edilmiştir. Ancak bu rivayetlerle kastedilenin, Hz. Peygamber'in maddî varlığı değil, nuranî hakikati olduğu açıktır. Dolayısıyla Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.a.) iki hakikati vardır diyebiliriz. Birincisi nurdan olan nuranî hakikati ve ikincisi de diğer insanlara benzer maddî varlığı.
19.08.2023
10.12.2022
31.10.2022
30.06.2022
4.02.2020
7.08.2019
Aşağıdaki metin aylık “Mevud” dergisinin “Zuhur” olgusunun tarihin tekâmül seyrindeki yeri üzerine Ayetullah Mir Bakıri ile yaptığı ve derginin 42-43. sayılarında yayımlanan söyleşisinden alınmıştır.
Elbette “hakiki hayat nurdur” konusu hakkında İmam Cafer Sadık (a.s.) da şöyle buyuruyor: “Talebtu nurel hayat fi’t-tefekkürü ve’l-buka.” (Hayat nurunu tefekkür ve ağlayışla istedim.) İmamlarımız akla çok büyük değer veriyorlar. “Ben hayatın nurunu tefekkür ve gözyaşı ile elde ettim” diyor. “Buka” (ağlamak), akıl ile birlikte olduğunda ne kadar da güzel oluyor.
Bir arifin tabiri ile söyleyecek olursak “Ba marifet-i kâmil duzeh, beheşt mi gerded ve ba cehl u nadani beheşt, duzeh mi şeved” yani “bilmekle (marifet ile) cehennem, cennete dönüşür. Cehalet ve bilgisizlikle ise cennet, cehennem olur.” Hele de “cehl-i mürekkeb” (bilmediğini bilmemek) olursa vay halimize!
Aklın tatmasına örnek sanatçılardır. Sanat işte böyle ortaya çıkıyor. Sanatçı, aklı tat alan kimsedir. Kavram yaratmıyor, tadıyor. Sanatçı kavram yaratmaksızın kendi tattığına ulaşıyor. Akıl tadar, zevk aklın tadışıdır. O halde şuhûd aklın görmesidir, zevk ise aklın tatmasıdır. Demek ki akıl olmadan ne şuhûd olur ne de zevk.
İnsan bir şeylerini unutabilir; ama insan “ben”i unutabilir mi? Allah korusun bir kişi bir kaza yapabilir ve komaya girebilir. O hastanedeyken mekânı zamanı, nerde olduğunu vs. her şeyi unutabilir. Hatta ismini bile unutabilir. Ancak “ben”ini unutabilir mi? Yani “ben” olduğunu unutamaz. İsmini bile unutabilir, ama ben demeye devam eder. İşte o ben huzurdur.
Arifin biri şöyle diyor: Ben bu dünyadaki insanlara hayret ediyorum. Onlar âlemin zahir, Allah’ın ise gizli olduğunu sanıyor. Hâlbuki zatıyla zahir olan Allah’tır, siz gidin de gizli olan âlemi bulun.