2009 yılındaki bir röportajda Başkan Esad Beş Deniz Stratejisini tutkuyla anlatmıştı: “Suriye, Türkiye, Irak ve İran arasındaki ekonomik alan bütünleştiğinde, Akdeniz, Hazar, Karadeniz ve [Basra] Körfezi'ni birbirine bağlayacağız… Sadece Ortadoğu'da önemli değiliz. . . Bu dört denizi birbirine bağladığımızda, yatırım, ulaşım ve daha pek çok konuda tüm dünyanın kaçınılmaz kesişim noktası haline geleceğiz.”
Tahran’dan Bağdat’a, oradan da Şam ve Beyrut’a uzanan “Şii Hilali”, bazı kaynakların tahayyül ettiği gibi şu ya da bu başkent üzerinden uzanan belli bir coğrafi çizgi değildir. Gerçekte, ABD’nin 2003’teki Irak işgali ve IŞİD’in 2014’teki Musul işgali sonrasında somutlanmış bir “proje”dir. Bu olaylar bu sanal bağı zerre kadar zayıflatmamış, bilakis güçlendirmiştir.
IŞİD yeryüzünden silindikten sonra Irak’a ne olacağını zaman gösterecek, fakat uzun ve kademeli Balkanlaşma süreci bugün halihazırda geri dönüşsüz hale gelmiş gibi görünüyor.
Avusturalya Sydney Üniversitesinde politik ekonomi dersi veren ünlü akademisyen ve yazar Prof. Tim Anderson, Khamenei.ir sitesine verdiği röportajda Suriye krizi, Direniş Ekseni ve Ortadoğu’daki çatışmalarda BM’nin rolü hakkındaki sorulara cevap verdi. Aşağıda röportajın tam metnini bulacaksınız: