Kudüs Gücü bunu Sudan ve Mısır üzerinden yapıyordu. Sina Çölü’nde kazılan yeraltı tünellerinden gizlice geçerek Gazze’ye ve Filistinlilere ulaştı. Bu süreç daha sonraki aşamalarda da devam etti ve 8 Gün Savaşı’nda (2012) dikkat çekici ölçüde hız kazandı.
İsrailli üst düzey bir güvenlik kaynağı konu hakkında şu ifadeleri kullandı: “Stratejik güç dengesi, gözlerimizin önünde değişiyor. Tüm kötüler kazanıyor ve iyiler gidiyor. İsrail’in Türkiye-Rusya-İran ekseni ile neredeyse tek başına mücadele etmesi gerekiyor.”
Katar Doha’dan yayın yapan el-Cezire TV’nin bildirdiğine göre Filistinli bir kaynak, “Siyonist rejim ile Hizbullah arasında bir savaş çıkması durumunda Gazze Direnişinin de çatışmaya dâhil olacağını” belirtti.
İsrailli usta gazeteci Ben-Yishai aynı kaynaklardan aktarmaya devam ettiği makalesinde, İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızlarına bağlı güçlerin Suriye’de, Lübnan Hizbullahı’nın kurduğunu cepheye ilaveten, İsrail’e karşı yeni bir cephe oluşturma çalışmalarına yoğunlaştıklarını aktardı.
İşgalci rejimin, Direniş lideri Seyyid Hasan Nasrallah’ın varlığından dolayı sıkıntı çektiği kuşku götürmez. Siyonistlerin bu sıkıntıları itiraf etmesi ile birlikte, eski İsrail Başbakanı Yitzhak Shamir’in “Araplar aynı Arap, deniz aynı deniz” sözleri de, tarihin tozlu sayfalarına gömülmüş oldu.
Fakat eğer seçimi kaybedeceğine inanırsa çatışma çıkarma ihtimali çok yüksektir. Bir tarafında İsrail ve diğer yanında da Suriye ve İran’ın yer alacağı ciddi bir çatışma, seçimleri ertelemek için yeterli olacaktır. Netanyahu’nun fazla bir seçeneği yok: ya seçimi kazanıp aleyhindeki yolsuzluk davasını erteleyecek ya da hapse girecek.
Televizyondaki “Cihan Ara” programında Suriye savaşı, Rusya’nın Suriye krizine operasyonel düzeyde katılmasının sebepleri vs. konuşuldu. Önde gelen Batı Asya uzmanlarından Dr. Mesud Esedullahi programa konuk olarak katıldı. Dr. Esedullahi uzun yıllar Lübnan’da ve Suriye’de bulunmuş bir isim ve en tecrübeli ve en açık sözlü bölge uzmanlarından biri.