"Bu makalede, tarihsel kanıtlara ve örneklere dayanılarak, Yezid ordusu askerlerinin Osmaniyye düşüncesinin hâkimiyeti altında oldukları gösterilmiş ve Kufeli olmalarından dolayı onların zorunlu olarak Şiî olmaları gerektiği görüşünün tarihsel bir safsatadan ibaret olduğu ortaya konulmuştur."
17.01.2024
3.02.2023
31.10.2022
19.09.2022
31.05.2022
29.05.2022
Üst düzey bir Direniş Ekseni güvenlik yetkilisi The Cradle'a, Direniş’in İran Kudüs Gücü Generali Kasım Süleymani ve Irak'ın Haşdi Şabi Komutan Yardımcısı Ebu Mühendis'in suikastlarına misilleme olarak bir Amerikalı ve bir de İsrailli komutanı öldürdüğünü söyledi.
İbn Teymiyye'nin sahâbenin ve tâbiûnun Ebû Bekir ve Ömer’i sevdiği yönündeki cümlesine gelince ileride birçok sahâbî ve tâbiûnun Ebû Bekir ve Ömer’e eleştirilerde bulunduğuna dair nakiller sunacağız. İmam Ali (a.s.) ile ilgili cümleye baktınız mı? Sahâbe içinden pek çok kişinin İmam Ali’ye buğzettiği yönündeki cümleye dikkat ediniz lütfen.
Hz. Resûlullah (s.a.a.) kendisinden sonra bu işi yerine getirecek kimsenin onlar arasında yer aldığı müjdesini haber veriyor. Çünkü “كما قوتلتم / Sizinle savaşıldığı gibi” buyurmaktadır. Yani Kur’ân’ın kendisi, tenzili üzere Resûlullah (s.a.a.) onlarla kendi hayatında savaşmıştır, tevil üzere savaş ise O’nun vefatından sonra olacaktır.
“Suriye’deki şiarımız ‘Zeynep tekrar esir olmayacak!’ şeklindeydi. Fakat önümüzdeki merhale için Emirülmüminin’e söz veriyor ve şiarımız 'Hayber kapısı tekrar sökülecek ve Merhab bir daha öldürülecek!' olacak diyoruz."
Sahâbe kuşağının çoğunluğu Kevser Havuzundan engellenecektir. İbn Hacer hadisin “فلا أُراه يخلص منهم إلا مثل همل النعم” bölümüyle ilgili olarak şöyle diyor: Kevser Havuzuna gelip de ondan neredeyse içmek üzere olanlar ve Havuzdan engellenen kimselerdir. Hemel sözcüğü çobansız deve sürüsü demektir… Hadisin anlamı şudur: Kevser Havuzundan içenler oldukça azdır.
Hz. Peygamber’in bazı eşleri Resûlullah’a (s.a.a.) karşı birlik olup hizipleşiyorlarsa Hz. Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’e (a.s.) karşı neler yapacaklarını var sen düşün! Resûlullah’a (s.a.a.) böyle davranıyorlarsa Hz. Fâtıma, Hz. Ali, Hasan ve Hüseyin’e (a.s.) karşı nasıl davranırlar?