Dolayısıyla, bu son Gazze Savaşı'nın arkasındaki büyük resim, İsrail'in sadece iki Filistinli örgütle savaşmadığıdır. Buradaki asıl savaş, Yahudi devletini yıkma sözü veren ve bunu farklı şekillerde başarmaya çalışan İran'a karşıydı.
Sekülarizm ve neo-liberalizm gibi Batılı “değerler”, geleneksel İslam toplumlarını zayıflatmak için pazarlanır. Bu tür fikirlerin yerleşiklik kazanması Müslüman ülkelere nüfuz etmeyi kolaylaştırır ve onları Batı’nın ekonomik ve siyasi sömürüsü için yumuşak hedefler haline getirir.
Bu sebeple, Britanya İmparatorluğu’nun Filistin’de Siyonizm’i dayatma yöneliminin, günümüz Suudi Arabistan’ının coğrafi DNA’sında yerleşik olduğu gayet açıktır. İmparatorluk 1920’lerde Filistin’de Siyonizm’in temellerini attığı için, İslam’ın en kutsal iki beldesinin bugün Suudi klanı ve Vehhabi öğretiler tarafından yönetiliyor olmasında daha da büyük bir ironi vardır.
Bir hafta boyunca suyumuz yoktu, neyse ki kar yağıyordu. Bize biraz badem, kiraz, incir ve üzüm sunan bir bahçemiz vardı. Bodrumda kutular içinde mısırlarımız da vardı, onlardan yedik. Bir Pazar sabahı kapı açıldı, bir adam içeri girdi ve "bitti" dedi. Adamın ismi Ruhullah’tı, yani “Allah’ın Ruhu”!
Dört hafta boyunca Suriye’de kalmamın başlıca nedenlerinden biri, Beyaz Miğferler hakkında uzun süreli bir araştırmaya devam etmek istememdi. Bu grup, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, AB ve Japonya tarafından finanse edilip teçhizatlandırılıyor. Beyaz Miğferler eski İngiliz ordusu paralı askeri James Le Mesurier tarafından eğitiliyor ve gruptan çoğu zaman “Suriye Sivil Savunması” diye bahsediliyor.
21 Mayıs 2012 Pazartesi günü Yemen’deki Saada vilayetinde ilk uyuşturucuya el koyma operasyonu gerçekleştirildi. Devasa miktarda uyuşturucu, Suudi Arabistan’a götürülüyordu. O gün Ensarullah hareketi, kaçırma girişimini engelledikten sonra ele geçirilen miktarı imha ettiğini açıkladı.
"Gerçekten de, Pazar günü kalabalık bir pazara düzenlenen ve yüzden fazla kişinin ölümüne yol açan bir hava saldırısında, patlama nedeniyle ölmüş insanların bedenlerini görmemek tuhaf değil mi? Bir kişi, ezilmiş cesetler, yerlere dağılmış kol-bacaklar, kan gölleri, vs. görmeyi bekler. Bunların hiçbiri görünmüyor."