İslam hadis mirasındaki bazı meşhur rivayetler, her dönemde İslam ümmeti arasında din ilminin âdil taşıyıcısı ve koruyucusu olan birisinin kesinlikle var olduğunu ortaya koymaktadır. O, Hz. Peygamber’in Ehl-i Beyt’indendir ve O’nun ümmetinin hidayet kaynağıdır.
Elinizdeki makalede, söz konusu eleştirel yaklaşım ele alınmış ve bu yaklaşımın temellerini oluşturan istidlal unsurları şeffaflaştırılmaya çalışılarak delillerinin, İmamî-Şiî literatür göz önüne alınmadan, Ehlisünnet’in yazılı mirası çerçevesinde ilmî itibardan yoksun olduğu gösterilmiştir.
Ebu Karra ‘Sen rivayetleri yalanlıyor musun’ deyince İmam Rıza (a.s.) ‘Rivayetler Kur’an ile çeliştiği zaman onları yalanlarım. Müslümanlar şu hususta ittifak etmişlerdir: Allah bilgi bakımından kuşatılamaz, gözler O’nu görmez ve O’nun gibi hiçbir şey yoktur’ buyurdu.
Deraa’da şiddetin patlak vermesinden bir hafta sonra, Time dergisinden Rania Abouzeid, “rejimin düşmesi veya görece popüler olan devlet başkanının devrilmesi yönünde yaygın çağrılar yok gibi görünüyor” diye aktarıyordu.
Yemen’in doğal kaynaklarının krallığın doğal kaynaklarını açık ara geçeceği bir kez daha vurgulanmalıdır. Shafaqna Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü tarafından doğrulanmış olan yakın tarihli araştırmalara göre Yemen’in petrol rezervleri dünyadaki rezervlerin %30’una denk gelecek, Suudi Arabistan’dan fazla getiri sağlayacaktır.
"Bizler de Ehl-i Beyt’i seviyoruz" demesinler sadece. Azizim, alimler Sekaleyn hadisini tutunma anlamına gelen temessük ile ifade etmektedir. Hadis-i şerif ‘İkisine sıkıca tutunduğunuz müddetçe benden sonra asla sapıtmazsınız’ buyurmaktadır. Yani Kuran’ı ve Ehl-i Beyt’imi sevdiğiniz müddetçe demiyor ifade. Evet sevmek zorunludur, ancak yeterli değildir.
Hizbullah’ın bu çalışmada mükemmel olduğunu söylüyor: Lübnanlı örgüt “çok iyi organize olmuş durumda ve şimdi, yasal bir şekilde Suriye’nin her yerinde. Yalnızca bir parti değil, bir devlet gibi örgütlenmiş. Şehitler için bir örgütleri, çocuklar için bir örgütleri, aileler için başka bir örgütleri var.”