Üst düzey Hamas yetkilisi Nizar Avazullah'ın da aralarında bulunduğu heyet, Ayetullah Hamenei'ye Gazze ve Batı Şeria'daki mevcut durum ve elde edilen zaferler ve başarılar hakkında bir rapor sundu. Hamas'ın geçici lideri Halil el-Hayya da, “Bugün siz azizimizle buluşmaya geldik ve hepimiz gururluyuz. Bu büyük zafer bizim ve İslam Cumhuriyeti için ortak bir zaferdir” diye konuştu.
3.02.2025
24.01.2025
24.09.2024
2.08.2024
16.02.2024
2.10.2023
Elit Kuvvet ya da Rıdvan Gücü olarak da adlandırılan Rıdvan Birimi, 2008 yılında İsrail rejimi tarafından Suriye'de katledilen, Hizbullah'ın önde gelen askeri komutanı şehid İmad Muğniye tarafından 2006 Savaşı’ndan sonra kurulmuştur.
Önceki nebevî tecrübeler de bu garipsemeyi ortadan kaldırmak veya uzak görülen bir şeyi ispat etmek için Kur’ân-ı Kerim’de geçmektedir. İmam Mehdî’nin (a.f.) uzun ömrünün garipsenmesi ve Hz. Peygamber’in uyardığı azabın inişinin uzaması bu türdendir. İşte burada Kur’ân’daki Hz. Nûh (a.s.) kıssası devreye girmektedir. Yine İmam Ali’nin (a.s.) Hz. Peygamber’e göre menzilesi, imametin O’na ve nesline tahsisi bu kabildendir. Hz. Hârûn’un Hz. Mûsâ’ya (a.s.) nazaran konumunun Kur’ân’da geçmesi ve imametin Hârûn ve zürriyetine has kılınması...
İran’daki birçok din âlimi Sünnî idi ve bunlar arasında Buhârî, Müslim, Tirmizî, Nesâî ve hatta Hanefî mezhebinin kurucusu Ebû Hanîfe gibi isimler de bulunmaktaydı. Bu listeye Gazzâli, Cüveynî, Fahr-i Râzî, Zemahşerî ve Mevlânâ’yı da eklediğimizde şu gerçeğe ulaşmamız gerekecektir: Eğer İranlılar mezhep adı altında Araplardan intikam almayı amaçlasaydı, bunun Şiîlik vasıtasıyla değil; bilakis kural gereği diğer mezhepler (Sünnî) yoluyla gerçekleştirilmesi gerekirdi. Tüm bunlara ilaveten, Şiîliğin İran’daki müessisleri ve mübelliğleri çoğunlukla Araplardı.
Ahmet el-Kâtib’in veya diğer Ehl-i Sünnet ulemasının inkârları onlara zarar vermez. Nitekim İsrâiloğullarının büyük çoğunluğunun Hz. İsa’nın mucizevi doğumunu inkâr etmeleri de O’na (a.s.) zarar vermemiştir. Şöyle ki küçük bir fırkaları hariç -bu fırka da Hz. Zekeriyya ve Hz. Yahya (a.s.) bağlılarından oluşmaktaydı- Yahudiler, Hz. İsa Mesih’in mucizevi doğumunu inkâr etmiştiler ve günümüze kadar da Mesih beklentilerini sürdürmüşlerdir.
Hamas'taki kaynak The Cradle'a ayrıca şunları söyledi: "Katarlılar, Meşal'in bu kadar kader belirleyici bir tavır alamayacağını hissettiler." İşte bu noktada Şeyh Yusuf El-Karadavi (İhvan'ın manevi rehberi olarak kabul edilir) müdahale ederek henüz karar vermemiş Haniye'yi ve Ebu Merzuk'u baskı altına aldı.
Ebu’t-Tufayl sahâbenin küçüklerinden olup Mekke’de ikamet etmekteydi. Hz. Peygamber (s.a.a.) vefat ettiğinde sekiz yaşındaydı. Bu bilgiler ışığında İmam Ali’ye biat edildiğinde 33 yaşında olmuş olur. Mekke’de ikamet ettiğinden ve siyasî otoritenin hem bu hadisin hem de Ehl-i Beyt hakkındaki diğer hadislerin rivayetine mani olması yüzünden, o yaşına dek bunu işitmemişti! Onun zihnini tırmalayan şeyin, Gadîr Hadisi’nin İmam Ali’ye (a.s.), Rasulullah’ın ümmet üzerindeki velayeti gibi bir velayet tahsis etmesi oluşunda herhangi bir kuşku yoktur.