IŞİD'in yenilgisine yol açan askeri operasyonun hikâyesi, Süleymani ile Hizbullah Genel Sekreteri Hassan Nasrallah'ın Beyrut'ta yaptığı görüşmeyle başladı. Nasrallah, Hizbullah'ın Suriye ve Lübnan'da konuşlanmış bir grup saha subayını Şam'daki bir toplantıya çağırma kararı aldı.
Elbette, ABD ve Batı medyası da, petrol finansmanlı Arap medyası da Carf el-Sahr'da olanların altını çizmeye zahmet etmeyecektir. IŞİD’in, zemini koruma yönündeki bütün girişimleri başarısız oldu. ABD ve Irak ordularının on yılın önemli bir kısmı boyunca ele geçiremediği bölge, G. Süleymani ve Iraklı milislerce 48 saatten kısa bir süre içinde kurtarıldı.
Geçtiğimiz günlerde İran'ın khabaronline sitesinde yayınlanan ve Kudüs Ordusu Komutanı Kasım Süleymani'ye Kobani'ye müdahele edip halkını kurtarma çağrısı yapan mektup İran ve Batı basınında büyük merak uyandırmıştı. İşte o mektup...
"Türkiye istihbaratı ile Irak-Şam İslam Devletinin (IŞİD) Suriye kuzeyindeki Kürtlere karşı müşterek saldırısı, Irak ve Suriye'yi yıpratmak ve Kürtleri zayıflatmak amacıyla IŞİD lideri Ebu Bekir Bağdadi'ye oynayan Türkiye'nin ''terör karşıtı'' koalisyon projelerine tepkisi olarak geldi."
Süleymanbey’deki bir peşmerge komutanı, “İslam Devleti” mevzilerine saldırılmasında İranlıların oynadığı rolü kabul etti. İsminin açıklanmaması koşuluyla, "Şii güçleri eğittiler. Burada başka bir üste, üç veya dört İranlı var. Peşmergeye ağır top atışı konusunda yön gösteriyorlar. Kürtçe bilmiyorlar – çevirmenleri var” dedi.
Birinci bölümünü verdiğimiz röportajın ikinci kısmını sunuyoruz...