ABD'de devlet bankalar ve tekeller tarafından kontrol ediliyor. Çin'de ise tam tersi oldu: Devlet, serbest piyasanın halk lehine çalışmasını sağlamak için kapitalistlerin tepesinde oturuyor.
3.09.2024
18.03.2024
5.04.2023
26.02.2023
4.07.2022
10.10.2021
Şiiliğe yönelik mantık dışı Amerikan nefretinin temelinde, Şiiliğin özünde yer alan adaletsizliğe karşı direniş ruhu bulunuyor. Şiiliğin, Kerbela olayı ve İmam Hüseyin’in duruşunun izinde, ezileni korumayı ve savunmayı; ezenin karşısında durmayı esas alan tavrı, ABD ve Batılı egemen güçlerin tolere edebileceği bir şey değil.
Evet, kralın ve çevresindeki %1’lik kesimin haksız kazanılmış mülkiyetine el koymak şüphesiz ki İran’ın demokratik seçimiydi. İran, bunu yapan çok az ülkeden biri, ama ilk ülke değil. Ekonomik düşünce olarak sağcı Reuters, elbette bu uygulamanın gerçekleştiği her duruma karşı.
Ayrıca İran İslam Devrimi, Batılı emperyalist-kapitalistleri şüphesiz çok kızdıran bir şey daha yaptı: İslam Devrimi, Şah ve onun kendi küçük zümresine ait olan fabrika ve işletmelerin büyük bir kısmını alarak hayır kurumlarına verdi. Bunlara “bonyad” deniyor ve tüm İran ekonomisinin tahminen %15-20’sini oluşturuyorlar. Şaşırtıcı biçimde devrimci bir düşünce, değil mi?
“Milyoner Molla” fikri, 2003’te ileri düzeyde kapitalist bir yayın olan Forbes Dergisi tarafından tasarlandı. Daha kötü olan şuydu ki fikri oluşturan, neoliberal kapitalizmin eski SSCB’nin tüm uluslarını utanmazca tahrip ederek halkın / devletin uzun vadeli mal varlıklarını Batı yüksek finansmanına devrettiği Yeltsin döneminde, derginin uzun süreli Rusya editörüydü.
Dünyanın en gelişmiş kapitalist ülkesi himayeciliğe başvururken ve rekabetçi olmayan endüstrilerini desteklemek için gümrük duvarları oluştururken Başkan Ruhani ve ekonomik danışmanlarının serbest ticaret türküleri söylüyor olması o kadar ironik ki… Bu yanlış yönlendirilmiş İranlı serbest ticaret müdafileri Papa’dan daha Katolik olma temayülünde.
Bir iktisat teorisi olarak Neoliberalizm her zaman zırvalıktı. Ancak eski zaman hükümdarlıklarındaki kralların sahip oldukları tanrısal haklar ve faşizmin "übermensch" inancı (Çev: Nietzsche’nin üstün insan teorisi) kadar geçerliliğe sahip olmuştur. Vermiş olduğu mağrur sözlerin herhangi birisi katiyen mümkün değildi.