Uluslararası Para Fonu (IMF) birkaç ay önce küresel petrolün 2034 yılında biteceği ve Körfez ülkelerinin çoğunun iflas ile yüz yüze geleceği, bu sebeple krediye başvurmak zorunda kalacakları, bütçe açığını kapatmak için vatandaşlarına yüksek vergiler dayatacakları ve kamu giderlerini minimum seviyeye düşüreceklerini öngörmüştü.
Ana akım tarafından reddedilen ve az bilinen bir iktisat teorisi, Washington’un finansal pazarlar üzerindeki sıkı kontrolünün en azından kısmen, bütün petrol ihracatlarının ABD doları kullanılan işlemler içinde gerçekleşmesiyle açıklanabileceğini ileri sürer. Petrol ve kur arasındaki bu ilişkinin dolara değerini verdiği ileri sürülebilir, zira bu paradigma bütün ihracatçı ve ithalatçı ülkelerin, doların değerini arttıracak şekilde, belli bir ABD doları stokunu elinde tutmasını gerektirir.
Dünya çapındaki uzmanlar, Katar-Suudi Soğuk Savaşı’nı gerçekte körükleyen şeyin ne olduğunu ortaya çıkarmaya çalışıyor, ancak yanıt basit: ABD. Washington, her zaman yapmaya meyilli olduğu gibi, Ortadoğu’da ustalıkla bir böl ve yönet oyunu oynuyor ve oldukça geniş bir alana yayılan “Arap Baharı” renkli devrimleri esnasında Kuzey Afrika ülkelerinde ne yaptıysa Körfez müttefiklerinde de aynısını yapıyor.
Suudi küçük prensi Muhammed bin Selman, savaşı İran’a taşıma tehdidinde bulunarak acemice bir hata yaptı – dünyanın dikkatini bu noktaya çekti. Şimdi İran’ın vereceği her türlü tepki, uluslararası hukukun ölçülü bir misilleme için tanımladığı tam meşruiyeti taşıyor. Suudi sınırları uzundur, nüfusu huzursuzdur ve askerleri bu türden bir savaş görmemiştir.
Fiyat düşürmenin amacı, Rusya, Venezuela, İran, Ekvador ve Bolivya’yı bu iş alanının dışında bırakmaktı. Bu ülkelerin sosyal harcamaları ve devlet sektörleri, petrol gelirine bağlıdır. Eğer bu merkezi planlamalı, devlet merkezli ekonomiler nakit paraya aç hale getirilebilirse, rejim değişikliğinin temeli kurulabilirdi. Ancak bu olmadı.
Erbain ziyareti, en geniş ulusal ve dinsel çeşitliliği kendi bünyesinde barındırıyor. Bu özellik, bölgedeki Şii siyasi-askeri ağı için de geçerlidir. Şii güçler hiçbir biçimde istikrarsızlaştırıcı değildir ve kolaylıkla başka inançlardan insanlarla ve gruplarla anlaşabilmektedir.
Durumun yakın zamanda gelişme göstermesinin hiç de muhtemel olmadığı kabul görüyor. Uzmanlara göre Suudi ekonomisi petrole bağımlılıktan özgürleşemediği için, durum bozulmaya devam edecek. Petrol fiyatları varil başına 45-50 dolar civar aralığında seyretmeye devam ederse, Suudilerin altın ve döviz rezervleri beklenenden daha hızlı eriyebilir.