THAAD, Patriot ve Aegis dâhil olmak üzere en gelişmiş Amerikan anti-balistik sistemleri ve Demir Kubbe, Davud’un Sapanı, Arrow ve Barak gibi bunların tüm Siyonist muadilleri, Fettah hipersonik füzesi karşısında etkisizdir.
Ensarullah Devrim Komitesi Başkanı Seyyid Muhammed el-Husi, birkaç hafta önce Husi Hareketinin 300 hayati hedefi içeren bir hedef bankası oluşturduğunu ve bunları tek tek vurmaya başlayacaklarını açıklamıştı. Abha Havaalanının vurulmasının ardından, bu hedeflerin vurulmaya başlandığı açık bir şekilde ortaya konuldu.
İnanılmaz büyüklükteki can ve kan kaybına rağmen rağmen Direniş Cephesi sözüm ona süper güçlerin ve onların her şeye burnunu sokan müttefiklerinin yenilebileceğini gösterdi. Bu adalet ve barış için mücadele etmekte olan her insanın içselleştirmesi gereken bir derstir.
ABD’nin nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmesinin ve yaptırım dayatma kararının sonucu olarak Hürmüz Boğazı’nda potansiyel bir çatışma mayalanıyor. Savaş imkânsız bir senaryo değil. Petrol gelirlerinden yoksun kalmış bir İran son çareye başvuracaktır.
Suudi üsleri ya da havaalanları pek çok Patriot füze fırlatıcısına sahiptir. Suudiler açısından en olumlu senaryoda ilk yarım ya da bir saat içerisinde İran tarafından atılacak 30-40 füzeyle bu sistemler etkisiz hale gelecekler. Peki İran saldırının ikinci aşamasında ikinci salvo olarak 30 füze daha ateşlerse ne olacak?
Ortadoğu’daki bütün ABD üslerine ve ABD müttefiki Arap ülkelerine karşı hedefler belirlendi. İran, Suriye ve Hizbullah, saldırıyla aynı akşam gerçekleşmesi planlanan, seçilmiş hedefleri yüzlerce füzeyle vuracak ani bir karşı saldırının hazırlıklarını yaptılar. Savaş planı hazırlanmış, güncellenmiş ve Hasan Nasrallah’a sunulmuştu.
Mayıs 2003’te Yakın Vadede İran Sahnesi (TIRANNT) savaş oyunları senaryosunun (sızdırılmış gizli belge) hayata geçirilmesinden itibaren, İran ve Suriye’ye yönelik askeri eylemi içeren bir tırmanış sahnesiyle karşı karşıya olundu ve 2011 yılında Suriye bunun ilk safhası oldu.