İran İslam Cumhuriyeti İstihbarat Bakanı Hüccetülislam Seyyid İsmail Hatib resmi devlet televizyonunun 3. Kanal’ında yayımlanan bir programda önemli açıklamalarda bulundu. Hatib bu programda “Siyonist rejim İran’da çıkardığı kargaşalıklarla bize vurmak istediği darbeden daha büyüğünü kendisi yedi. Siyonist rejimin ilan ettiği intihar hadiselerinin çoğu gerçekte direniş güçlerinin işi” dedi.
Bu direnişte birçoğu Ho Chi Minh tarafından yenilgiye uğratılmış olan Amerikalı askeri uzmanlar, iki direnişi karşılaştırmanın baştan çıkarıcılığına direnemeyecekler ve tereddütsüz bir şekilde Hizbullah savaşçılarının direniş tarzlarının özellikle askeri taktik ve strateji alanında Vietnamlıların ortaya koymuş oldukları taktiklerden daha üstün olduğunu kabul etmek zorunda kalacaklardır.
Ancak “Suriye’deki protesto hareketinin Eylül 2011’e kadar büyük çoğunlukla barışçıl olduğu” şeklindeki yaygın inanış yanlıştır, yahut en iyi ifadeyle eksiktir. Gerçekte hükümet karşıtı muhalefet neredeyse en başından itibaren şiddete yönelmişti ve muhtemelen ülkeyi kutuplaştırmak için sert bir tepkiyi provoke etmeye çalışıyordu.
Enis Nakkaş'tan yine çarpıcı analizler, bilgiler: "İran'ın hala 'Türkiye'ye uzatılmış el' olarak isimlendirdiği siyaseti, Türkiye'nin NATO'dan çıkması gerektiği üzerinedir. Rusya da aynı şekilde 'Türkiye'nin çıkarları Amerika'da değil, bizdedir' diyor."
Siteye göre bir haber kaynağı "Bu ordu Lübnan Hizbullahı'na benzeyecek ve zamanla bünyesine Suriyelileri de katacak. Bu organizasyon çok iyi silahlandırılıp eğitilecek ve Cumhurbaşkanı Esad rejimi düşse bile uzun süreli olarak Suriye'de kalacak bağımsız bir güç halini alacak" açıklaması yapmış.
Siyonist rejime bağlı Jerusalem Center for Public Affairs adlı araştırma merkezinin İran İslam Cumhuriyeti'nin Hamas ve İslami Cihad'a verdiği desteği ayrıntılı bir şekilde ele alan bu analizinin tam tercümesini sunuyoruz.
Güvenilir kaynaklar, Suudilerin İsrail’in İran’a karşı yürüttüğü hayli pahalı kampanyayı finanse ettiğini dahi söylüyorlar.