Medeniyet Tarihi ve Mehdevî Devlet kitabının yazarı Muhammed Hâdî Hümayun, İsra Sûresi’ndeki ayetlere göre “İsrail” Yahudilerinin iki merhalede yıkıma uğrayacağına ve Siyonistleri içeriden yıkılmaya sevk edenin Direniş Ekseni olduğuna inanıyor.
Bu bağlamda Kemal Dîb Suriye Tarihi Üzerine adlı kitabında merhum Cumhurbaşkanı Hafız Esad'ın İran'la yakınlaşmasının nedenlerinden birinin "İran Devrimi’nin ahlaki erdemler taşıdığına ve liderliğiyle anlaşmaya varmanın mümkün olduğuna" inanması olduğunu belirtmektedir.
Al-Monitor için haber yapan Yemenli gazeteci Mareb al-Ward, Çin'in Yemen büyükelçilerinin Ensarullah'ın temsilcileriyle düzenli olarak görüştüğünü ve Çinli görevlilerin örgütten 1962 devrimcilerinin halefi olarak bahsettiğini belirtti.
"İşte o zaman Kojève, tarihin sonu hakkındaki liberal okumasıyla ortaya çıktı. Bu teori kanatlarda bekliyordu, SSCB'nin çöküşünden sonra Fukuyama Batı'ya bunu hatırlattı ve küreselci merkezler onu alıp uygulamaya başladılar. Tek kutuplu dünya düzeni, Hegelci eskatolojinin liberal versiyonuna dayanıyordu."
Taliban, Afganistan'ın çok parçalı toplumunun en fazla %30'unu temsil ediyor. Dini geçmişi ve İslam Emirliği bayrağı altında kendisi için oluşturduğu gündemi nedeniyle Taliban, Peştun olmayan etnik gruplar arasında alıcı bulamıyor. Peştunların kendileri de üç hareket altında toplanıyorlar: Pakistan'ın Hakkani grubu ve diğer okulları tarafından eğitimsel olarak beslenen bir Sünni dini hareket, dini bir Şii Peştun hareketi ve dini olmayan fikirleri destekleyen laik bir Sünni Peştun hareketi.
Şam'ın tercihi açıktı ve Suriye aklının dayandığı, Direniş Ekseni’yle ittifakının derinliğini gösteren temel kuralı yansıtıyordu: "Direnmenin bedeli teslimiyetin bedelinden daha azdır."
Bu ifadeyi ilk kez kullanıyorlar. Siyonist rejimin “varlık yokluk” problemi masaya geri döndü. “Biz (İsrailliler) Kurtuluş Savaşı zamanına geri döndük”, bunlar Ariel Şaron'un sözleri. “1947'de bulunduğumuz yere geri döndük. Sağ kalacak mıyız yoksa aksi mi olacak? İsrail baki mi kalacak yoksa yok mu olacak?”